Aylık Arşivler: Mayıs 2016

Before & After (Daha Yeni Başlıyoruz :-)

İnanılmaz, çok mutluyum. Öncelikle P90X ile beni tanıştıran sayın Aykut Hocam’a teşekkürü borç bilirim. Şu 3 günlük ömrümüzde sizce ne kadar kendimize bakıyoruz? Size soruyorum, abilerim ablalarım, kardeşlerim… Sizi sizden başka hiç kimse tanıyamaz ve bilemez. Sınırları sizler belirlersiniz, çevremizde o kadar çok karamsar insanlar var ki daha kendilerinden emin değiller ve bizleri yönlendirmeye çalışıyorlar. Çevremdeki çoğu insan önyargı ile baktı, olmaz dediler, hakaret ettiler, evet doğru okudunuz, hakaret ettiler (gençlik arasında söylemler diyelim). Yılmadım, yeri geldi duymadım, hep kendime hedef koydum (iyisinin iyisi) ve şu anda 90 günlük maceramı bitirmiş bulunmaktayım. Sakın ola ki üzülmeyin :-) bu bir başlangıçtır, sizlerle çok güzel paylaşımlar yapacağız, okuyacağız, dertleşeceğiz. Çünkü başarımı siz arkadaşlarımla paylaştıkça daha çok içleniyorum (hep ileri, hep ileri), ve bu benim motivasyon kaynağımdır. Arkadaşlarım bir çok kişiyi tanımıyorum bu sitede fakat aktif üye sayısı çok az gibi geldi bana, bunu arttıracağız hep birlikte, TÜRK’ün gücünü göstermek için....

Devamını Oku

Sağlıklı Kilo Vermenin 5 Altın Kuralı!

Bilmem farkında mısınız ama piyasada 100’lerce, belki 1000’lerce diyet kitabı var, daha da olacak! Çünkü maalesef ki “sistem” aslında insanları kilo probleminden ilelebet kurtarmamak üzerine kurulmuş. Yukarıda bahsettiğimiz o “sistem”i biraz daha açalım… AIDS hastalığı hala, tedavisi olmayan ölümcül bir hastalık olarak biliniyor. Los Angeles Lakers’in efsanevi oyuncusu Magic Johnson, şok edici bir haberle AIDS olduğunu tüm dünyaya açıkladığında, yıllardan 1991’di… Şimdi yıl 2016, ve Magic Johnson hala alabildiğince sağlıklı ve hayatta. Peki, Afrika’daki çocukları katletmekte bu kadar kararlı olan AIDS’in, Magic Johnson’a “kıyak geçmesinin” nedeni ne sizce ne olabilir? Fazla düşünmeyin… Para! İşte piyasadaki tüm diyetlerin aslında uzun vadede kesinlikle işe yaramamaya programlanmış olmasının nedeni de aynı bu “para”. Siz, ortaya attığınız her yeni saçma zayıflama diyetinde, milyonların sıraya girerek kitabınızı satın alacağını bilseniz, fazla kilo sorununu bir kez ve kökünden çözecek bir yöntemin bulunmasını ister miydiniz? Muhtemelen istemezdiniz! Ama öyleyse bile size kötü (iyi!) haberimiz...

Devamını Oku

Hiçbir Şey Yapamıyorsanız, Bunu Yapın! – Hareket Edin!

Eğer başka “Hiçbir şey yapamıyorsanız, bunu yapın!” yazı dizimize, bir yeni madde ile devam ediyoruz… Bir önceki yazıyı kaçıranlar, “Su İçin!“ maddesini, linke tıklayarak okuyabilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi; P90X, Insanity ya da Hybrid… bunlar birer “ekstrem” program olarak geçmekte ve eğer böyle ekstrem bir programa başlamaya kendinizi fiziksel ve de mental olarak henüz hazır hissetmiyorsanız, kendinizi biraz daha hazırlamak için yapabileceğiniz başka şeyler de var. İşte onlardan biri de, daha fazla hareket etmek. Buradaki hareket etmekten kastımız, başlangıcıyla bitişiyle bir spor egzersizi değil, adeta onun dışında kalan herşey. O zaman söze daha fazla uzatmadan, şimdi size gündelik hayatınıza nasıl daha fazla hareket ekleyebileceğinize örnekler verelim. – Bir AVM’ye mi gideceksiniz? Arabayı değil, yürümeyi tercih edin. Hadi arabayla gittiniz, o zaman da giriş kapısına illa en yakın noktaya park etmeyi değil de, uzak bir köşeye rahat rahat park edip, giriş kapısına yürümeyi deneyin. Bununla bitmedi,...

Devamını Oku

Sıkça Sorulan Soru: Boy Uzatma Üzerine…

Türkiye’nin iyi kişisel gelişimcilerinden Sayın Erdal Demirkıran‘ın piyasadaki tüm kitaplarını okumuşumdur. Hatta “Sadece Aptallar 8 Saat Uyur”un benim üzerimde hala pratik etkileri vardır; 8 saatten az uyuyarak da dinlenilebileceğini anlamak gibi (gerçekten insanın ömrünün 3’te 1’ini yastığa vermesini tasvip etmiyorum). Erdal Demirkıran’ın kitaplarının arkasında klasik yazarın fotosu yoktur. Şimdi hatırlamıyorum, taa ki bir gün yazarın fotoğrafını Google’da ya da başka bir yerde tesadüfen gördüğümde, bir anda var olan motivasyonum düştü, inancım azaldı, adeta “soğudum”. Şimdi lütfen kimse beni materyalistlikle suçlamasın (ki öyle değilim) ama o güne kadar kitaplarını etkileyici bir şekilde takip ettiğim yazar, oldukça “tıknaz” ve tabiri caizse “sağlıksız” gözüktü gözüme. Bu soğuma, tabii ki bir ekonomi hatta roman yazarında olmazdı muhakkak, ama insan belki de bilinçaltında, kişisel gelişim uzmanını her yönüyle “çakı gibi” görmek istiyor karşısında; sağlam kafa sağlam vücutta bulunur hesabı… Hatta bu görüşümü destekler nitelikte, milyonlara hitap eden pek çok ünlü...

Devamını Oku

Gerektiğinde U Dönüşü Yapmak!

P90X Türkiye ile geride bıraktığımız 4 yılda o kadar sık karşılaştık ki… Başta motivasyon zirvededir, her şey süper gider, sonuçlar gelmeye başlar… ama bir gün… ah “o bir gün”…! Bir gün, bir sebepten atlanan egzersiz, ikiye dönerse… İki üçe, üç dörde dönerse… Ya da beslenme ayağında herşey tıkırında ve dikkatli giderken, ah o bir haftasonu ipin ucu alabildiğine kaçarsa, dibe vurulursa… … Eğer GPS Navigasyon sistemi olan bir arabaya bindiyseniz, aletin nasıl çalıştığını bilirsiniz. Gitmek istediğiniz yeri işaretlersiniz ve sistem, mevcut konumunuzu ve ulaşmak istediğiniz yerin konumunu uydu aracığıyla bularak, size ne zaman ne yapmanız gerektiğini söyler. 100 metre sonra sola dön. 200 metre sonra sağ şeritte kal… Ama diyelim ki bir hata yaptınız ve dönüş yerini kaçırdınız ya da yanlış tarafa döndünüz. Ne olur? GPS sizi azarlamaz, kaşlarını çatmaz, bir hata yaptınız diye gidip kendinizi uçurumdan atmanızı söylemez, size küsüp tüm geldiğiniz yoldan başladığınız...

Devamını Oku

Siz Ne Yiyorsanız, Aslında O’sunuz…

Bir yerde denk geldiğim soldaki fotoğraf bana hemen bunu hatırlattı… “Ne yiyorsanız, o’sunuz”. Tamam belki karıncalar gibi anında yediğimizi dış görüntümüze yansıtacak kadar anlık ve hızlı bir süreç değil ama biraz daha yavaş da olsa, sonunda olacak olan bu. Her sabah kahvaltı yerine poğaça ve simit yiyorsanız, bir süre sonra sizin de simitiniz olacaktır, göbeğinizin çevresinde. Ya da durmaksızın yediğiniz tatlılar ve şekerpareler, göbeğinizi de koca bir şekerpareye çevirebilir (burada kuralı bozan, baklava yiyerek karın baklavalarına sahip olunmayacağıdır, ama bu da Türkçe’nin bir oyunu :-) Ya da tersini düşünün… Yarım bir ceviz içi, aynı bir beyine benzer ve ceviz beyne iyi gelir. Yine bir havucu ortadan ikiye kırdığınızda, kılcal damarlarıyla, göz bebeği ve her şeyiyle bir gözü andırır ve havucun gözlere ne kadar iyi geldiğini söylemeye gerek yok. Yani diyoruz ki… Gerçekten siz ne yiyorsanız, o’sunuz… Dilerseniz buyurun sizin için hazırladığımız görsele bir bakın....

Devamını Oku

Hiçbir Şey Yapamıyorsanız, Bunu Yapın! – Su İçin!

Sizlerden gelen yoğun istek üzerine, Türkiye’nin 1 numaralı ev fitness sitesi P90X-TR’ye yeni bir yazı dizisi başlıyor! İsmi “Hiçbir Şey Yapamıyorsanız, Bunu Yapın!”… Neden mi bu başlık? P90X, Insanity ya da Hybrid… Biliyoruz ki, sonuçları çok çok iyi olmakla birlikte, bu programlar birer “ekstrem” program olarak geçmekte. İlk günden vücudunuzu adeta “şoka” uğratmakta, bir anlamda vücudunuz neye uğradığını şaşırmakta :-) ve aslında değişimi/gelişimi de bu getirmekte. Ama yine de bu “ekstrem” programlar ilk günden herkes için uygun olmayabilir. Vücudunu değiştirmeye istekli olanlar ama henüz bu programlara başlama cesaretini kendinde bulamayanlar için, en azından sağlıklı yaşamaya adım atma adına, bir şeyler yapmaya başlamak isteyenler ama nereden başlayacağını da tam olarak bilmeyenler için bu başlığı oluşturduk. O zaman diyoruz ki, hiçbir şey yapamıyorsanız, bunu yapın! Su İçin! Neden su? Yetişkin bir insan vücudunun yaklaşık %70’i sudan oluşur. Evet, su hayat kaynağıdır! Aslında herkes bunu bilmekle birlikte, nedense...

Devamını Oku

2016 Yazı Son 50 Yılın En Sıcak Yazı Olacak!

El Nino, El Nino… Hep duyup duruyoruz ama nedir bu El Nino?! İspanyolca “Erkek Çocuğu” anlamına gelir (El Ninyo diye telaffuz edilir). Aslında tam olarak bizdeki “velet” kelimesine karşılık geldiğini söyleyebiliriz. İşte bu velet, büyük çapta bir küresel okyanus-atmosfer olayıdır ve artık yazlarımızı-kışlarımızı iyiden iyiye etkilemekte. İşte El Nino sağolsun (ya da kahrolsun!), 2016 yılı için tarihin en sıcak yılı olacak deniyor. İşin ilginci 2014 için de 2013’ten daha sıcak olacak, 2015 için de 2014’te daha sıcak olacak denmişti… Bunu tabii biz değil, konunun uzmanları, Ulusal Atmosfer Bilimi Merkezi (NCAS) söylüyor… Neyse, biz kendi bildiğimiz konuya dönelim. Bizim camiada, genellikle içinde bulunduğumuz mevsim geçişlerinde değil de, daha çok yumurtanın kapıya dayanmasıyla, “yazlıkçı” tabir edilen kişiler daha bir ilgi göstermeye başlar P90X ve genel olarak fitness’a… Sorular ise, “günde 1 değil 2 P90X DVD’si yapsam olur mu?”, “n’olur yardım edin, yaza düğünüm var” ya da “yazın plaja...

Devamını Oku

Soda Konusu… İyi mi, Kötü mü?

P90X-Türkiye’de ne zamandır “soda dosyası”nı açmak istiyorduk, kısmet bugüneymiş… İyi mi, kötü mü? Faydalı mı, zararlı mı? Öncelikle başlamadan hemen belirtelim, burada irdeleyeceğimiz “sade soda”lardır ve her türlü “meyveli soda” bu tartışmanın dışındadır! Çünkü açık ve net; meyveli sodalar ZARARLI. İçerdikleri (gereksiz) şeker sebebiyle, düşmanı olduğunuz (olmanız gereken!) koladan çok da farkları yok. Şimdi gelelim sade sodalara… Hatta, sanırız öncesinde soda ile maden-suyunun farkına da değinmek lazım. Ülkemizde “maden suyu” ve “soda” çoğu zaman eş anlamlı kullanılsa da, bu doğru değil. Öncelikle bu tanımlamaları doğru yapmak gerekiyor. Maden suyu; yeraltı sularından elde edilmiş, içerisinde çözünmüş mineral tuzları, elementler ve gaz içeren sulara verilen isimdir. Mineralli suları diğer sulardan ayıran özellik, kaynağından elde edildiği anda doğal olarak mineraller içermesidir. Soda ise, içilebilir nitelikteki herhangi bir (normal) suya, sonradan karbondioksit ve bikarbonat eklenmesi ile elde edilir. Dolayısıyla, asıl tüketilmesi önerilen “doğal maden suları”dır ve soda ile karıştırmamak...

Devamını Oku

Özkan’ın 70 Günü… (Önizleme)

Türkiye’nin 1 numaralı Ev Fitness ve Vücut Transformasyon platformu P90X-TR’de her zaman “önizleme” yazıları yapmıyoruz… Ama günlük rutin WhatsApp konuşmalarının birinde ansızın bir “after” fotoğrafı geldiğinde ve sonuçlar da böyle iyi olunca, bu değişimi sadece kendimize saklamak bencillik olur deyip, değişimin sahibinin de izniyle, herkese motivasyon olması için paylaşabiliyoruz. Henüz daha finish-çizgisi de görülmedi… Daha da sonuçların alınacağı çok kıymetli bir 20 gün daha var son düzlükte… Ama değişim şimdiden çok iyi… Aşağıdaki, sadece 70 günlük değişime yanyana baktığımda, benim aklıma ilk şu geldi: Siz programa 70 gün(cük) verince, o size neler veriyor?! Değişen hiçbir zaman sadece “fiziğiniz” olmuyor. Onunla beraber hayata bakış açısı, mutluluk, bir şeyi başarmışlığın gururu, özgüven… Vücudu boşverin, bunu sadece “yüzlere” bakarak anlamak bile mümkün değil mi? Özkan’la bugün konuşmamızda, bu değişimi aslında beslenmeye de pek dikkat edemeyerek aldığını öğrendim. Kim bilir iyi bir beslenme ile ne olurdu dedik. Ama hani hep...

Devamını Oku

Gym-Selfie’cileri Psikolojik Hasta mı?!

Facebook, Twitter, Instagram… Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri artık tartışılmaz (ya da tartışılmalı!). Ama özellikle fitness, egzersiz ve sağlıklı beslenmeye ilgi duyanların, asıl bunlara harcadığından daha çok zamanı, spor salonunda çekilen selfie’lere ve de yediği öğünlerin fotoğrafının sosyal medya hesabında nasıl görüneceğine harcaması… problem! İngiltere’deki Brunel Üniversitesi’nde yapılan son bir araştırma, durumun vahametini gözler önüne seriyor. 555 aktif Facebook hesabı üzerinde yapılan araştırmada, sosyal medya hesapları üzerinden sürekli olarak, egzersiz sırasında aynadan çekilen selfie ve ayrıca yediği öğünlerinin fotoğraflarını paylaşanların, ciddi psikolojik hastalıklara sahip olabileceği bulgusu saptanmış. Bu potansiyel psikolojik hastalıklardan en belirgini ve yaygını ise; Narsisizm! Narsisizm veya Türkçe’ye geçen karşılığı ile Özseverlik, kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir. Narsisizm, bir kişilik bozukluğu olup, sosyal medya bağımlılığının da etkisiyle, modern toplumlarda yüzdesi giderek artan bir psikolojik hastalık oluvermiştir. Aynı araştırmada, sosyal medya bağımlılarının “like” yani “beğeni” alma obsesyonundan da...

Devamını Oku

Herkes 1 Gün Boyunca Ne Yediğini Yazsın (Dürüstçe!)

P90X Blog takipçilerinin 1 tam gün boyunca, ne tükettiğini merak ediyoruz ve bilmek istiyoruz. Tabii burada en önemli şart dürüstlük. Sabah – öğle – akşam brokoli yedim hocam demenizin bir anlamı yok :-) Sadece içtiğiniz su hariç, çiğnediğiniz sakız ya da ufak bir Olips şeker bile olsa listeye eklemelisiniz. Ben sizlere bir örnek olması adına, sabahtan akşama 1 gün içerisinde tüm yediklerimi not ettim ve paylaşıyorum. İşte dürüstçe bir gün içindeki tüketim tablom… Mükemmel olmak zorunda değil, sizler de iyisiyle kötüsüyle bir komple gününüzün beslenme notlarını paylaşırsanız çok seviniriz. Ve de dilerseniz, paylaşacağınız günlük beslenmenizi aşağıda yorumlayabiliriz. 1 Günlük Sabahtan Akşama Beslenme Notları… 07:00 – Uyanış (Normalde P90X için 5:45’te uyandığımı da çok bilirim ama bu sefer biraz insaflı davrandım) 07:05 – Sıcak / Ilık suya Yarım Limon Suyu (Yağ yakıcı özelliği olması açısından faydalı olduğunu düşünüyorum) 07:10 – Yarım Elma, 1 Kuru İncir, 2 Kuru Kayısı (bu...

Devamını Oku

Karadut: Kilosu 2 Küsüre Sporcu Süper Meyvesi!

Belki Rusya boykot etti diye, belki İran istemedi diye, belki çiftçi bol üretiverdi diye bilinmez… ama bu yazının kaleme alındığı tarihte karadut, pazarlarda 2,50 TL‘den satıştaydı! (marketlerde 2,49!) Tabii dediğimiz gibi, bu durum yazının yazıldığı zaman için geçerli, ileri başka bir tarihte aynı karadutun kilosunu belki 10, belki 20 TL göreceğinizden şüpheniz olmasın. Ama işte uzmanlar boşuna söylemiyor “meyveyi – sebzeyi her zaman mevsiminde tüketin” diye… Çünkü, hem taze hem ucuz! Tekrar gelelim karaduta… Mevsiminde (Nisan ve Mayıs) bu kadar taze ve ucuza bulmuşken, gördüğünüz yerde kaçırmamanız adına, karadutun faydalarını hatırlatmak istedik. – Biliyorsunuz, sporcular için “protein” kelimesi adeta kutsaldır! :-) Ve protein denince aklınıza artık illa et – süt – yumurta gelmemeli! Sadece bir kabın üçte birini dolduracak kadar karadut, 4 gram protein içeriyor ve bir kabın üçte birini dolduracak kadar karadut, günlük lif ihtiyacınızın da %20’sini karşılıyor. – Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardım...

Devamını Oku

Hayal, Sonuç, Motivasyon ve “Öncesi” Fotosu…

* Daha önce Kasım ayında yayınlanan bu yazımızı, yeni eklenen değişim fotoğraflarıyla güncelliyoruz. Fitness dünyasında hep bir “yüzde” tartışması vardır… Başarının %50’si egzersizse, %50’si beslenmedir ya da %30’u bilmem ne ise %70’i bilmem nedir… Biz de bu tartışmaya bir nokta koyalım ve diyelim ki, başarının %100’ü motivasyondur! Çünkü motivasyon olmadan diğerleri bir hiçtir! Yine bize göre motivasyon temelde iki kaynaktan gelir. Biri “hayal” diğeri “sonuç”. Süreçleri farklı da olsa, ikisi de kendi klasmanında çok önemlidir. Başlangıçta “hayalini kurmak” dominantken, sonlara doğru “sonucu görmek” devreye girecektir. Şunu net bir şekilde söyleyelim ki, önce hayalini kurmadan, sonuca varılmaz. Daha “başladığınız gün”, “bitirdiğiniz günü” gözünüzde canlandırmalısınız. 3 ay sonra düğünüm var, o gelinliğin içine sığacağım ve kuğ gibi görüneceğim… Basketbol takımında beni yedek bırakan hocaya, nasıl top oynadığımı göstereceğim… Benimle cılız diye dalga geçen arkadaşlarımın karşına bir de böyle çıkacağım… Hem fiziksel hem de manevi yönden neleri başarabileceğimi,...

Devamını Oku

Recovery Haftası’nın Önemi

Bizde yaramaz küçük çocuklar olur, hayatında “tornavida” ile yeni tanışmış… “Oğlum büyüyünce Elektronik Mühendisi olacak!” denilerek, başta pek ses çıkarılmaz, hoşa dahi gidilir. Ama önüne geldiği her elektronik aletin içini açıp da bozunca, o zaman kızılır işte :-) İngilizcede güzel bir atasözü vardır; “if it ain’t broke don’t fix it!” yani “birşey bozuk değilse, tamir etmeye de kalkma!”, çok doğru bir söz. Aynısı P90X için de geçerli! Nasıl mı? Şimdi yazın iyice yaklaşması ile bizim “yazlıkçı” tabir ettiğimiz kişilerin de siteye ilgisi ve de soruları çoğaldı. Bunda kötü birşey yok tabii, güzel birşey. Ama “yazlıkçı”ların soruları genelde şu şekilde olmakta: “Hocam, verdiğiniz programa tam uymasam da, günde 1 yerine 2 egzersiz yapsam?”… İşte bunda kötü birşey var! Ne dedik… “bozuk değilse, tamir de etmeye kalkma!” Hepiniz zamanında spor salonlarına yazıldınız, bir süre gittiniz-geldiniz, ne ala belki biraz sosyalleştiniz ama asıl amacınız olan ideal fiziğinize çok...

Devamını Oku