Değişim İstiyorsan, Bunu Elde Edecek Gücün Olmalı

Eğitim çavuşu gibi acımasız ve sert olmalı bazen motivasyonlar. Askerde erlere bağıran zalim çavuş gibi sarsacağım biraz sizi omuzlarınızdan. Çünkü değişmek istiyorsak bunun bizim elimizde olduğunu bilmemiz gerek.

Artık bahane yok, mazeret yok, kaytarma yok, lamı cimi yok… Şok diyetler, sağlıksız denemeler ve kısa sürede sonuç almaya çalışmalar yok… Çünkü ana hedefimiz “sağlıklı bir birey olmak”. Amacımız: Daha dinç, sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak. Bu yüzden sağlıklı beslenmenin ve P90X’in yeri hayatımızda su içmek kadar önemli olmalı.

Söz konusu olan biziz. Bu yatırım kendimize. Ve bu değişimi göz önüne aldıysak, tüm yaşam tarzımızı da buna uygun şekilde değiştirmemiz gerek. P90X yapmanıza engel olan her şeyi, kötü beslenmenize sebep olan her şeyi, tüm o bahaneleri, bezginlikleri, ertelemeleri çıkarın artık hayatınızdan.

Diyet yok, iyi beslenme var!
Hantallık yok, hareket var!

Kolay mı? Değil.
Değişim kolay olmaz.

Rahata alışmış beyniniz sizi kandıracak, “Ne gerek var, ne işe yarıyor ki zaten? Boşver, dinlen, hem sen her halinle güzelsin” diyecek. Elbette her halimizle güzeliz ama daha iyi bir fiziği hak etmiyor muyuz? Cildimizin ışıltıyla parlamasını, enerji dolu ve mutlu bir insan olmayı, hastalanmayan ve nefes nefese kalmayan güçlü bir metabolizmayı hak etmiyor muyuz? Ne giysek yakışan kıyafetleri, değişimle gelen özgüveni, imrenilerek bize doğrulan bakışları, “Nasıl bu kadar değiştin?” sorularını hak etmiyor muyuz? En önemlisi, daha dinç ve fit bir vücudu, daha dayanıklı bir bünyeyi, daha sağlam bir zihni, daha sağlıklı bir hayatı hak etmiyor muyuz? Bunlar için mücadele etmeye değmez mi?

Değecek. Her anına, her saniyesine değecek…

Peki bu mücadele kolay olacak mı? Kolay yolu, basit sporları seçerseniz, değişmeniz tabii ki kolay olmayacak. “3 dakika spor yaptım, benden bugünlük bu kadar” derseniz, o vücut değişmez.

Bedeniniz ayna gibidir, ne sunarsanız size onu yansıtır. Kaytarırsanız hantallaşır, sporun hakkını vererek yaptığınızda sınırlarına ulaşır. Emirlerinizi yerine getirmek için sabırsızlıkla bekleyen bir makine gibidir, siz onu zorladıkça daha da kusursuzlaşır. Bu yüzden saydıklarımı siz de hayatınızda istiyorsanız, bunu talep edecek kadar güçlü yüreğe de sahip olmalısınız. Kararlılığa ve vazgeçmeyen bir ruha sahip olmalısınız. Katır gibi inatçı olmalısınız. P90X sınavını bitirecek kadar sabırlı ve disiplinli olmalısınız.

Değişim istiyorsanız, kısa yoldan değil, uzun yoldan gideceksiniz. Bu tırmanmamız gereken bir dağ ise eğer, sonuna dek tırmanmayı bırakmayacaksınız. Artık rahatlık bölgesinden çıkmanız, kendinize meydan okumanız gerekiyor.

O kaslar acı çekmeli. O ter akmalı. P90X sonrası o vücut ağrımalı. Spordan sonra yorgun düşmeli, adeta yığılmalısınız koltuğa.

Bir tarla ekmek gibidir bu. “Bugün yağmur yağıyor”, “bugün canım istemiyor”, “bugün bitkinim” diye bahanelere sığınıp tarlanıza emek vermeyi ertelediniz mi? Yoksa sağlık tohumlarını çetin şartlarda dahi ekmeye devam ettiniz mi? “Hareketlerin yarısı eksik oluversin” diye kaytardınız mı? Yoksa P90X esnasında herkes 20 tekrar yaparken “Bu kez ben de 20 tane yapacağım” diye inat ettiniz mi?

Tarlasına iyi bakan, taşı toprağı tırnağıyla söken ve asla vazgeçmeyen bir çiftçi kötü mahsül alabilir mi? Vücudumuz da aynı şekilde, aldığı emeklerin karşılığını sunacak bize, yeter ki ona zaman ayırıp ona iyi bakalım.

Yerde kollarınızın tüm gücüyle vücudunuzu kaldırmaya çalışırken, gözlerinizin yanından terler damladı mı gözyaşları gibi? Onlar vücudunuzdaki yağların yok olurken döktüğü gözyaşları. Sırtınızdan süzülen her damla ter, yağlarınızın cenazesi. Hırsla yaptığınız her harekette biraz daha kırıyorsunuz, bedeninizin hapsolduğu o hantal kafesi.

Ya kolay yolu seçip pes edin; ya da kırın zincirlerinizi. Açın kanatlarınızı ve özgürleşin. 90 gün içinde kendinizi ne kadar zorlarsanız, sonucu o kadar iyi olacak. Vazgeçmeyin, yeter ki devam edin.

3 Yorum

  1. icten

    Wuhuwwwwww, uzun zamandır okuduğum en güzel ve sürükleyici yazı. Anlatım diline bayıldım, gerçekten sürükleyici ve etkileyici. Bir solukta okudum yazını, umarım değişimin de bir solukta gerçekleşir.

    Yazılarını takip etmek için sabırsızlanıyorum…

    Cevapla
  2. Merhaba Çağlayan,

    Yine çok güzel bir motivasyon yazısı yazmışsın, hem de üst üste :-)

    Söylediklerine de çok katılıyorum. Hatta yazında “3 dakika spor yaptım, benden bugünlük bu kadar” demekle o vücut değişmez demişsin. Ne kadar da doğru. Bana bazen (çoğu zaman değil) “P90X çok uzun, bunun yarım saati olan yok mu?” diye sorulur. Var aslında. Hatta aynı Tony’nin “10 Minute Trainer”ı da var mesela, fazla bilinmez. Çünkü fazla işe yaramaz. Yani özetle, “ne kadar kısa o kadar iyi” diye birşey yok ki (maalesef).

    Benim “Konfor Zonundan Çıkmak” ile ilgili de bir yazım vardı, merak edenler arama çubuğuna yazarsa çıkacaktır, şimdi link bakamadım :-) Ama senin de yazında anlattığın gibi, “değişim” isteniyorsa, o konfor zonundan çıkılacak. Zaten böyle yapıldığında vücudun (pozitif) reaksiyon vermemesi imkansız. Bunu istisnasız hepimiz (P90X Mezunları) yaşadık, öyle değil mi.

    Paylaşım için tekrar teşekkürler.

    Not: Bu arada edebiyatının da çok iyi olduğunu eklemeliyim. Bir harfini bile editlemeye ihtiyaç duyulmayan bir yazı bayağıdır karşıma çıkmamıştı, seninki aynen öyle oldu :-)

    Cevapla
    • Caglayan

      Çok teşekkür ederim öncelikle, beğendiğinize çok sevindim. Ben zamanında “günde 7 dakikada yağlarınızdan kurtulun”, “sadece 25 dakika ayırarak incelin” gibi programları çok denedim. Evet, belki değişim yaratıyorlardı ama P90X’in yarattığı farkı hiçbirinde görmedim. Yıllardır “Gitmez bu” dediğim o son 5 kilo gitti en başta.

      Ne yalan söyleyeyim, ilk duyduğumda “Çok zormuş, yapamam, erkekler içinmiş o” gibi düşüncelere kapıldım ama biraz araştırıp yapmaya başlayınca programın ne kadar zekice ve incelikle planlandığını, üzerine ne kadar çok emek verilerek hazırlandığını, hele ki beslenme planı ile programın uyumunun vücutta nasıl büyük değişimlere imza attığını anlayınca artık hayatımdan hiç çıkaramayacağım bir alışkanlığa dönüştü P90X. Eski önyargılarıma da gülüyorum. Tony Horton, yıllardır kazandığı tüm spor deneyimlerini, bilgilerini ve işin ince sırlarını 90 günlük bir pakette bize hediye ediyor resmen.

      Edebiyat konusuna gelince, ben de sizin gibi çok kitap okumayı seviyorum ve bir de sınıf öğretmeniyim :)

      Cevapla

Yorum Paylaşınız