Aylık Arşivler: Kasım 2014

Ayakkabılı mı, Ayakkabısız mı?

Bizlere çok sık sorulan sorulardan biri de, P90X’i spor ayakkabı ile mi, yoksa çorapla mı, ya da çıplak ayakla mı yapmalı? İşte bu yazıda bunun cevabını bulacaksınız. Bu sorunun cevabı aslında %100 öyle ya da böyle olmalı değildir. Tüm egzersizleri ayakkabısız, ya da ayakkabılı şekilde de yapabilirsiniz (siz yeter ki yapın :-) Ama daha doğrusu ve profesyonelcesini bilmek isterseniz, bu konuya biraz daha detaylı yaklaşacağız. İlk olarak, P90X’te egzersizlerin temel olarak Ağırlık Antrenmanı ve Kardiyo olarak ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz. Program Takvimleri genellikle haftanın 3 günü Ağırlık Antrenmanı, 3 günü Cardio olacak şekilde dizayn edilir (1 günü de komple tatildir). Burada sadece Yoga’yı farklı bir kategoriye koyabiliriz ki, buna aşağıda değineceğiz. İşte egzersiz DVD’lerine göre “ayakkabılı mı – ayakkabısız mı” sorusunun cevapları: 1 – 3 – 5 – 9 ve 10 no’lu DVD’ler: Bu DVD’ler P90X’teki Ağırlık Antrenmanı egzersizlerini oluşturur. Burada, ayakkabılı mı ayakkabısız mı yapacağınız...

Devamını Oku

Gurura Giden Yol – I’m Back!

Yeni  ve uzun bir blog yazımda tekrardan birlikteyiz… Sizi, P90X’le tanışıklığımın iyi-kötü 2 yılına götüreceğim. Bunu yaparken, bir vücudu ben ne tarzda şekillendiriyorum ve ne tarz bir ciddiyetle özenle bakıyorum… Kafa gücü  ve spor biliminin avantajları – dezavantajları, bunların gücünü nasıl kullanıyorum… Vücudu nasıl o derin hatlarıyla daha derin – keskin ama aynı zamanda dolgun ve göze hoş gelen o “biblo” gibi görseli veririz… İşte bu da vücut mimarisi oluyor. Bu bir sanat gerçekten. Bir sanatçı sanatını her daim yaşatabilmeli ve bence sağlık en büyük varlıksa ve vücudumuzda kendimizin en büyük sanat eseriyse, o zaman bizim bir ömür sağlıklı yaşamamız lazım. Kendimize iyi bakmamız lazım ki sanat eserimiz her daim yaşasın. Ve bu ucu bucağı görünmeyen bir yol. Yolun daha başında gözünü kapatabilmeli ve yolun sonunda ki o resmi çizip boyayabilmelisin. Kendine şunu diyebilmelisin; “Ben o zafer noktasında görüyorum kendimi”. Zaten bunu diyemeyen insan asla...

Devamını Oku

“Play Tuşuna Basamamak” – Büyük Taarruz

“Bardağın Boş Tarafı” ve “Bardağın Dolu Tarafı”  yazılarından sonra naçizane yazı dizime bu bölümle son vereceğim. Umarım faydalı olur. İçimizdeki “kötü arkadaş” ile olan mücadelemizde teorik bilgilerle düşmanı tanımış olduk. Artık taktik ve teknik geliştirip, bu savaşı kazanma zamanı geldi diyorsanız buyrunuz… Sabah işe gelip, boş vakit bulabiliyorsanız eğer, o gün yapacağınız antrenmana göz gezidirin. Youtube videoları aracılığı ile yapabilirsiniz bunu. Tabii videoya bakarken, biraz muhasebe yapmak lazım. Yapabildiğiniz ya da zorlandığınız hareketleri aklınızdan geçirin. Antrenman sırasında niye yapamıyorum ben bunu diye düşünerek moralinizi bozmak yerine, antrenman öncesinde bu işi halledin. Bir planınız olsun. Yine bir örnek vermek istiyorum. Bir çoğumuzun bölüm sonu canavarı kıvamında tırstığı bir hareket; “DIAMOND PUSH-UP”  yani “ELMAS ŞINAVI” İsmi bile bırakıp gitmek için yeterli değil mi? İlk tanıştığınızda ne hissettiniz? Bir şınav olarak ne kadar zor olabilir ki? Yeterince zor! Tüm yükü sanıyorum kollarınızın üst tarafına bindiriyor. Normal bir şınavdaki...

Devamını Oku

Hayalperest :-)

Herkese Merhaba! Yeni yine ve yeniden… Bu yazıda bahsetmek istediğim şey “Pirinç Deneyi” sabah sabah aklıma geldi. Sevilmiş, güzel cümleler kurulmuş bir pirinç ve aynı ölçüde aşağılanmış bir pirinç :-) ve bunlar arasındaki fark. Bunu su ile ilgili bir sunum yaparken deney olarak yapmıştık, ben bir hafta boyunca güzel şeyler söyleyip klasik müzik dinletip, auramı pirinç ile paylaştım. Diğer kavanoz pirinci de arkadaşım erkek yurduna götürdü, bol bol arabesk dinleyip kötü söze maruz kaldı diğer zavallıcık da. Sunum günü gelip çatmıştı, pirinçleri buluşturduk. O da ne! Gerçekten kötü söze maruz kalan pirinç iğrenç kokuyordu ve kararmıştı. Şimdi… İnsanın büyük bölümü de su olduğuna göre benim gibi sürekli, hala göbeğim var diyen birinin göbeğinden kurtulması zor gözüküyor şu koşulda… Bir çok öğreti okudum düşünce gücü ile ilgili, çocukluğumdan beri de inanırım. Astral seyahatler, auralar, psişik yetenekler, düşünce gücü vb vb bence insanın kendisine yapabileceklerinin de, çekebileceklerinin de...

Devamını Oku

Vücut Geliştirmenin Püf Noktaları

Her zaman söylendiği gibi, gerçekten çok iyi bir yağ yakımını sağlamasının yanında P90X, bir “kilo verme programı” olarak değil, komple bir “vücut transformasyon programı” olarak adlandırılır. Bu yüzden ister P90X’i kas kütlesi kazanma amaçlı kullanıyor olun, ister de bunun için spor salonuna gidiyor olun, bazı prensipleri benimseyerek ve püf noktalarına dikkat ederek, büyük gelişim gösterebilirsiniz. İşte o püf noktaları… – Ağırlık kaldırmada her hareket aynı zamanlı periyotlar şeklinde, zıplamadan, sarsılmadan, tekrarlar aynı zaman diliminde olacak şekilde yapılmalıdır. – Doğru nefes alıp verme tekniklerini öğrenip, ağırlık çalışmalarında nefes düzeni iyi ayarlanmalıdır. – Ağırlık antrenmanı yapan bir kişi, hafif ve orta düzenekte zengin öğünlerle günde 6-8 kez arası vücudunu beslemelidir. Vücut kütlesini geliştirmek için mutlaka vücudun protein ihtiyacını kaliteli protein ürünleriyle desteklemek gerekir. Ama bunun için asla ve asla adı sanı bilinmeyen, merdiven altı, sentetik, uyduruk ürünlere yönelmeyin. Protein takviyesi kullanacaksanız, kalitesinden emin olduğunuz ürünleri seçin. –...

Devamını Oku

Gerçi P90X-TR Takipçisi Akıllıdır… Ama Olsun…

Yazı başlığında da söylediğimiz gibi, P90X-Türkiye Blog’unun gerçekten çok kaliteli bir takipçisi kitlesi (siz!) olmasından her zaman gururla bahsederiz. Çoğumuz belki zamanında bilinçsizlikler ve yanlışlar yapmış olsak da, artık doğru bir şeyler yapma adına çabalayan, miskin olmayan, en azından yakın gelecekte artık miskin olmamak için kafa patlatan, en doğru bilgiyi arayan, araştırmacı, paylaşımcı, yardımcı… Ama dün Blog yazarlarından Erkan’ın yazdığı güzel yazısında geçen, bazılarının düşebileceği “zora gelince, kolaya kaçma” ihtimalinden sonra, şimdi paylaşacığımız konuya değinmek şart oldu. Benzerlerinin aslında çok olduğunu tahmin edebiliyoruz ama bir örnek ile açıklayalım… Bir gün internette gezinirken, bir fotoğrafa rastlarsınız; pek de ilan gibi durmamaktadır, sanki daha çok bir “haber” gibi… Tıklarsınız. Sizi bir siteye yöneltir link; ister istemez domain adı dikkatinizi çeker. www.saglik-haberleri.co! Yazım hatası yok, com değil de co. Neyse, com’u alınmıştır belki ama iyi bir haber sitesi olabilir dersiniz, biraz okursunuz. Ama yazılarda Türkçe karakter kullanılmaya üşenilmiştir, okumakta biraz zorlanırsınız....

Devamını Oku

Bebeğinin Doğmasını Bekleyen Anne Gibi…

– İçten, akşam ne yapıyorsun? – Eve gitmem lazım işim var. – Ne işin var gel kahve içelim, sohbet ederiz. – Gerçekten eve gitmem lazım, işim var… Bu replikler arkadaşlarım ve benim aramda yaklaşık 1 aydır çok sık yaşanıyor. Arkadaşlarım içime kapandığımı zannediyorlar, üstelik kilo da verdin, süzüldün, hasta falan mısın diyorlar. Bazen kafandaki hedeflerini kimse ile paylaşamazsın, çünkü onların inançsızlığı seni yorar, derdini anlatmaktansa yalnız kalmayı tercih edersin. P90X serüvenimde 4.haftamda 4.günümdeyim. Garip bir şekilde kendimi yorgun ya da devam edemeyecek gibi hissetmiyorum, gerçek anlamda sağlam motive olmuş durumda olduğum için sanırım. Hatta 1. ay bitiyor bile, eyvah ya 90 gün yetmezse, ya bir şeyleri yanlış yapıyorsam paniği içerisindeyim. Hatta 1. ayı saymasak da sıfırdan mı başlasam gibi bir ruh hali içerisine bile girdim ki hiç bir günümü şu ana kadar aksatmadım. P90X’i daha önce yapıp yarım bıraktığım için biliyorum, gün atlar ve hemen telafi etmezseniz bu...

Devamını Oku

İlk 30 Gün Sonuçları…

Herkese Merhabalar; Bendeniz 30 günlük antrenmanını tamamlamış bir P90X çaylağı… Aslında 29 çünkü 30. gün çalışmamı (Plyometrics) bu yazıyı kaleme aldıktan sonra yapacağım. Öncelikle biraz kendimden bahsedeyim, 26 yaşındayım ve fotolarda gördüğünüz gibi gayet göbekli birisiydim P90X’e başlamadan önce :) Bugüne kadar 14 yaşımdan beri zaman zaman sporla uğraştım ancak bu uğraşların hiç bir zaman profesyonel olmadığı gibi aynı zamanda da uzun soluklu değildi. Hatta çoğu zorlamaydı (okuduğum okuldan dolayı)… Son 3 yıldır ise neredeyse hiç spor yapmamıştım ve vücudumun hali malumunuz… 25 Eylül 2014’de P90X ile tanıştım ve 1 Ekim’de başladım. Evet aslında şuan da 34. günümde olmam gerekiyordu. Bugüne kadar tüm DVD’leri sonuna kadar yaptım (ilk 2 hafta DVD’lerin Bonusları hariç). Hatta hiç bir dinlenme gününü boş geçmedim ve 7 no’lu Esneme DVD’sini uyguladım. Bir gelişme olduğu çok açık ancak sanki diğer arkadaşlara göre biraz daha gerideyim. Bunun da biraz daha beslenmemden kaynaklandığını...

Devamını Oku

“Play Tuşuna Basamamak” – Bardağın Dolu Tarafı

Yazının ilk bölümünü bu linkten okuyabilirsiniz. Şimdi herkes P90X ile tanıştığı ilk günü düşünsün… Fotoğraflar, videolar, bloglar… Hemen başlamak için motivasyonla dolup taştınız. Siparişi verdiniz, Aykut Hocayı maillerle, mesajlarla, telefonla canından bezdirdiniz. Bir an önce başlamak için can atıyorsunuz. Ürünleriniz kargoya verildi, bu sefer de kargocuyu yiyip bitirdiniz, “nerede benim kargom” diye. Paket elinize ulaştı, akşam olsun diye bekleyip durdunuz ya da hemen eve koştunuz DVD’yi taktınız. Antrenman başladı. Isındınız. DVD’miz 2 nolu (Plyo) olan olsun. Veeee geldi çattı o 30 tekrarlık squat. 10 tane yaptınız ama bacaklarınızdaki yanma sizi zorlamaya başladı. Elinizden gelenin en iyisini yapmakta kararlısınız ve devam ediyorsunuz. Artık dayanılmaz olan yanma sizi 20. tekrar da bırakmaya zorladı. Kan ter içinde ve bacaklarınızda o inanılmaz yanma hissiyle baş başa kaldınız. Ama 3 saniye sürüyor biliyor musunuz? Evet dayanılmaz yanma, hareketi bıraktıktan sonraki 3 saniye içinde kayboluyor. Yani elinizi duvara vurmak ya da...

Devamını Oku

“Play Tuşuna Basamamak” – Bardağın Boş Tarafı

Aykut Hocamın deyimiyle “Bay Muhalefet” olarak ve can sıkıntısından da mütevellit, birbirimizi motivasyona boğmaya çalıştığımız şu günlerde ben üzerime düşeni yapıp, neden play tuşuna basmalıyız konusunda değil de (herkes yazdı çizdi zaten), “Neden Play Tuşuna Basamıyoruz” konulu bir blog yazmayı düşündüm ve yazıyorum. Daha iyi bir hayat, daha sağlıklı bir hayat, özgüven, mutluluk, dayanıklılık, eski sevgiliden intikam, kendimizle barışmak, kendimizi yenmek… Bunlar neden P90X yapmamız gerektiğinin ya da yaptığımızın sebepleri. Bunları daha da çoğaltabiliriz ama P90X yaparken hepimizin yaşadığı en büyük sorun ve hatta yarım kalan pek çok P90X macerasının temel sebebi motivasyon… Videolar, şarkılar, türküler, başarı hikayeleri, deneyimler ve daha pek çok motivasyon aracına rağmen, ve dahi ihtiyacımız bizi spor yapmaya hatta P90X yapmaya yönlendirirken, neden biz o “play tuşuna” basamıyoruz? Basamıyor muyuz yoksa basmıyor muyuz? Ya da basmamıza engel olan bir şeyler mi var? Engeller fiziki ise benim aklıma “play tuşunun bozuk olması”...

Devamını Oku

Hacim mi, Definasyon mu?

Eğer hedefe yönelik antrenman yapacaksak, vücudumuzu ve vücudumuzdaki adaleyi oluştura lifleri iyi tanımalı ve ona göre çalışmalar yapmalıyız. Ağırlık çalısmada amaç daha fazla adele çalıştırmak olmalıdır ve adale lifleri çalıştıkça daha fazla güç ve adale elde edilir. Eğer bir adale grubundaki lifleriniz yavaş seğiren liflerden meydana geliyorsa, bunları harekete geçirmek için o adaleyi çok tekrar, kısa dinlenme ve şiddetiyle çalıştırmalısınız, çünkü bu çeşit lifler büyümeyi çabuklaştırmak için daha çok çalısmayı gerektirir. Diğerlerine nazaran bu liflerin gelişimi sınırlıdır. Özetle, eğer bir adale grubundaki “seğiren lifler”,  hızlı seğiren liften oluşuyorsa, az tekrarla, yüksek güçle calışılmalıdır. Eğer adaleniz kolay gelişme sağlamıyorsa, demek ki sizin yavaş seğiren lifleriniz çoğunlukta demektir. Yavaş gelişen lifleri çalıştırmak için gerekli olan antrenman şekli; örneğin fazla tekrar 12-15 set, şiddetli antrenman şeklinde daha fazla set ve setler arası dinlenme 30 saniye – 1 dakika arası olmalıdır. Hızlı değiren adale lifleri için ise az tekrar, örneğin 6-8, maksimum...

Devamını Oku

Motivasyonda Son Nokta!

P90X Türkiye’de, dünyada başka hiçbir yerde eşi olmayan bir uygulamaya imza atmak istiyoruz. Bizler çok iyi biliyoruz ki, bazılarının söylediği gibi başarının sırrı %50 egzersiz, %50 diyet falan değil; %100 motivasyondur. Zaten beraberinde egzersiz ve doğru beslenmeyi getirecek olan faktör de yine budur çünkü… Bundan sonra P90X-TR mezunları dilerlerse (ve gerekli görsel/videoları temin ederlerse), değişim hikayelerini anlatan, belki ileride torunlarına dahi gururla gösterebilecekleri, Hollywood fragmanı kalitesinde farklı temalarda, kendi değişim kısa filmlerine sahip olacaklar. İşte size hemen başlamanız ve P90X Mezunları arasına katılmanız için bir neden daha… P90X-TR Films Gururla Sunar… Delicesine Bir Değişim…...

Devamını Oku

Bu İş Tamam…

Öncelikle Tüm P90X Ailesine Merhabalar… Ben de sonunda mezunlar kervanına katıldım, takdir edersiniz ki zor bir süreçti ama çok şükür bitti. Son 15 günüm biraz laylaylom içinde geçti ama yine de geçti… Arkadaşlar, bu program gerçtekten zor ama bir o kadar da zevkli. Yaklaşık toplamda 10-11 kilo verdim. Aslında son 15 gününde sadece 1 kg verebildim, biraz aksattığım için. 74 kilo ile noktaladım programı. İkinci tura bomba gibi yüksek motivasyonla gireceğim inşallah, herkese tavsiye ediyorum bu güzel programı… Genel olarak doğru beslendim, özen gösterdiğime inanıyorum. Yalnız ben bir gün bile yaptıklaırmı not etmedim, yazmadım ama kendimi zorladım, gelişimi de hissettim. Aslında yazacak çok şey var ama ben susayım, resimler konuşsun :-) Önce & Sonra… 90 Günlük Sonuçlar…    ...

Devamını Oku

Neden Kolay? – DVD No:9

Bir süredir ara verdiğimiz, P90X’in zorluklarını değil kolay yönlerini öne çıkaran “Neden Kolay?” serisi, P90X’te sadece 2. ayına ulaşanların görebileceği yeni egzersizlerden, 9 no’lu DVD, “Göğüs, Omuz ve Arka Kollar” ile devam ediyor… Yukarıda da belirttiğimiz gibi, 9 no’lu DVD programınızda sonradan tanışacağınız egzersizlerden. Yani P90X’te sıkılmaya ve vücudunuzun egzersizlere alışmasına yer yok! 4. haftanızda gelecek olan Recovery haftanızdan sonraki ilk egzersiz olan “Göğüs, Omuz ve Arka Kollar” sizi tekrar bir sarsacaktır! Ama işte şimdi kolay yönleri… Göğüs, Omuz & Arka Kollar / Chest, Shoulders & Triceps – Neden Kolay? 1) Yine ilk maddemizde toplam süre ile başlayalım. DVD’niz başladığında sağ alt köşedeki sayacınız 55:44‘ü gösterecek. Yine hemen gözünüz korkmasın çünkü bunun ilk 8:52‘si Tony’nin gevezeliği eşliğinde hafif ısınma ve esneme hareketleri ile geçecek. 2) Diğer tüm DVD’lerde olduğu gibi, bu egzersizde de zor hareketleri daha kolayları ile modifiye etmenizin yolları gösterilecek. Egzersiz kadrosunda, 40-50’li yaşlarda...

Devamını Oku

Son 7 Gün…

Herkese Merhabalar! Sadece 7 günüm kaldı, bu sabah söyle bir koşu yaptım 45 dakikalık… Sabahları erkenden kalkıp koşmak benim gün içerisinde çok daha mutlu olmama neden oluyor, yememe içmeme daha çok önem gösteriyorum. Gelir gelmez soğuma hareketleri, biraz esneme… Sonra iki yumurtalı, bol lor peynirli, klasik domates salatalık ile bir kahvaltı… Dün son ağırlık antrenmanım olan Bacak ve Sırt’ı yaptım. İçim biraz buruktu, şimdi bundan vazgeçmem de zor olacak. Karın Parçalayıcı’yı bugüne bıraktım, amacım hareketleri son karın hareketleri olmasının şerefine 30 tekrar yapmak! Kenpo-X’den sonra yapacağım, bakalım bunu yapabilmeyi başarabilecek miyim? Herhalde son 7 günde ölmediğim sürece programı bırakmam tamamlarım diye düşünüyorum. Bitiş ve dinlenme zamanı tam sınav haftama denk geliyor, çok güzel olmuş… Kritik bir güne yaklaşıyorum bunun farkındayım, ağırlık antrenmanı ilk iki aydan 1 hafta daha uzun olduğu için bedenim biraz şaşkın kaldı bu son hafta… Ama çıkmayı başardık şaşırtmaca haftasından da. Bacağım topladı,...

Devamını Oku