Kategori Arşivleri: Yaşam

Günlerden “Karın Sinerjik”

Her gün canını dişine takıp, alın terini matlarına şıp şıp diye değil, sular seller gibi akıtan tüm P90X Ailesine merhabalar… Bir ayını bitirmeye çok yaklaşmış, sadece 3 günü kalmış bir P90X çaylağı olarak, biraz gevezelik yapıp hem kendimi motive edeyim, hem de bugün neler yapmışım gözden geçireyim dedim… Efendim “Karın Sinerjik” denilen antrenmanı yapmayalı oldukça uzun bir zaman olmuştu, benim programımın ilk gününde vardı yalnızca. Önceki denememde yarım bıraktığım tek DVD olan zıplama antrenmanından daha çok zorlandım diyebilirim. Vücudum hareketleri unutmuş haliyle, arada bir iki saniyeliğine de olsa kanepeye yıkılıp sonra direne direne kalkıp diğer ki hareketleri kaçırmamak için nasıl debelendiğimi bir ben bilebilir… diyeceğim ama :) bunu herkes yaşıyor (yalnız hissetmemek mükemmel bir şey). Başlamadan önceki kaytarma belirtilerini bugün de yaşadım. Bunları özelikle anlatmak istiyorum ki bitirdiğimde inşallah bir aksilik olmazsa bitireceğim, kimse 90 gün boyunca şahane istekli, harika bir motivasyona sahip olduğumu düşünmesin....

Devamını Oku

Meleklerin de Selüliti Olur!

Neyse ki Victoria Secret modellerinden Karolina Kurkova (yaş 25) sabah koşusuna çıkıp da, tüm özgüvenine rağmen, selülitlerinin de var olduğunu, var olabileceğini gösterdiğinde, bizler de “mükemmel” diye dayatılan klişe bedenlere sahip olmak zorunda olmadığımızı biraz anlamış olduk… Hanımlar… Eğer varsa ki selülitleriniz, kendinize küsmeyin. Beyler… eğer inci gibi dizili 6-pack baklavaları yerine, hala bir şekerpare görüyorsanız aynaya baktığınızda göbeğinizde, siz de kendinize küsmeyin. Zaten hepsinin çaresi var, siz önce kendinizi sevin! Kendinizi sevin ve pozitif olun ki, bu gidişatı değiştirecek ve hayatınızı/fiziğinizi daha iyi kılacak bir şeyler yapmaya başlayacaksanız, bu yolculuğa da daha pozitif start verin. Ama sakın ola hedefiniz size “kusursuz” diye ittirilen klişeler olmasın. Siz kendinizi nasıl daha iyi hissedecekseniz o yönde ilerleyin. Önce “içiniz” güzel olsun, çünkü o zaten sonunda dışınıza da yansıyacaktır. Ve işte size, “kusursuz” Photoshop kahramanlarımızdan bir kaç seçme… Madonna Lindsay Lohan Jessica Alba Penelope Cruz Cameron Diaz George Clooney...

Devamını Oku

Manzara Nasıl?!

“Manzara” diyerek keşke arkadaki güzel göl manzarasını kastediyor olsaydım… Ama problem öndeki manzarada! Bilmiyorum, belki ben son zamanlarda fazla gezdiğimden ama bu manzaralarla o kadar sık karşılaşmaya başladım ki… Baktığım her yerde, her büfenin önünde, hatta fabrikalarının bahçelerinde, plastik pet şişe içerisinde sular, kızgın güneşin altında yatmakta! Ve bir güzel suya BPA’larını salarak, kansere davetiye çıkarmakta! Artık insanlara “kola içmeyin su için” bile diyemeyeceğiz. Sonra kanser neden bu kadar hortladı diyoruz ama demek ki içeceğimiz suya bile güven kalmadığından. Yetkililer tarafından normalde 60 ila 70 kez kullanılması ve sonra imha edilmesi (daha doğrusu dönüştürülmesi) gerektiği söylenen damacanalar ise belki 1000’lerce kez kullanılıyor. Sanki “güneş altında bekletilen pet şişe polisi” oldum, gördüğüm yerde deklanşöre basıyorum ama bu hiçbir şeye çözüm değil. Bir ara pet şişelerin altındaki üçgen logonun içinde yer alan sayıları kontrol ederdik, kesinlikle 3, 6 ve 7 sayıları olmasın diye (bu plastik türlerinin daha...

Devamını Oku

Peki Siz Neden Egzersiz Yapıyorsunuz?

“Neden egzersiz yapıyorsunuz?” sorusuna verilebilecek en klasik cevap “kendim için”dir belki de… Peki ya öyle zannetseniz de, aslında öyle değilse?! Şimdi bazı klişeleri yıkmak pahasına, konuya biraz daha sosyolojik ve Freud’sal (!) yaklaşacağız… İnsanoğlunun “beslenme”den sonraki en temel dürtüsü nedir, biliyor musunuz? Üreme! Aslında kimilerine göre beslenme bile, üremenin bir alt dürtüsüdür. Bunu kabul etseniz de etmeseniz de, soyunuzu devam ettirme ve üreme dürtüsü, taa ilk insan atalarından gelen genlerinizde var. Ve bugün 21. yüzyılda, egzersiz yapma, güzel görünme, sağlıklı olma… bunların da asıl temelinde bu dürtü var. Örnek verelim… Erkekler kadınlarda, “büyük göğüs – ince bel – geniş kalça”yı keyiflerinden çekici bulmuyor belki de! Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki, kadınlarda bel oyuğu ve kalça çıkıntısı arasındaki fark, erkeklerin beyninde karşı cinsin doğurganlığını, daha doğrusu doğurganlığa elverişlilik derecesini ifade ediyor, belki de subliminal olarak. Bu fark ne kadar açık ise, karşı cins o kadar sağlıklı,...

Devamını Oku

Güzellik Görecelidir :-)

Bayan olarak en çok karşı çıktığım şeylerden biri kadınların ideal ölçülere sıkıştırılmış olmaları, 90 60 90 gibi mesela… Bu ölçüler zamana ve modaya göre değişti. Bence, sahip olduğumuz şey idealdir. İdealin üzerinde değişiklik yapmak tamamen kişinin kendi seçimi olmalıdır. İdeal vücut ölçüleri dayatmak insanları psikolojik hastalıklara kadar götürebiliyor. Medyanın en iyi yaptığı şeylerden biri de bu. Neden önce dış görünüşe bakıp yargılar üretiyoruz ki. Diyelim ki siz 100 kilosunuz ve 160 kilo olan birine bakıp “ayyy ne şişman, ben iyi ki öyle değilim, çok şükür” demek gibi bir kültürümüz var sanırım. Şişman diye tabir ettiğimiz insanlar hantal olmak zorunda değiller. Şişmanlık ile hantallık neden yan yana yapıştırılıyor. Ben hantalım ve yapamam diye spor programlarına başlamayan o kadar çok tanıdığım kişi var ki. Bu algıdan neden vazgeçmiyoruz. İnsanların başkalarının dış görünüşü hakkındaki düşünceleri ve ön yargıları gerçekten rahatsız edici. Modaya göre ölçülere sokulmaya çalışmak da,başkalarının ideallerinin hepimizin...

Devamını Oku

Pişmanlık ve Keşkeler… :’-(

Merhaba P90X-TR Ailesi, Bu yazıyı esasında paylaşmayacaktım ama sonradan pişmanlık duyarım diye paylaşmak istiyorum. Evet malum yaz ayındayız. Doğum günü, tatil falan derken, 4 gün boyunca yedik içtik (alkol, kola… zarar denebilecek her şey…) Evet farkındaydım her şeyin ama dedim nasıl olsa tatil bir şey olmaz, devam et, eve gidince başlarsın demiştim. Tatilin bitişiyle eve gelmiştim ve bir kaç gün P90X’e kaldığım yerden devam ettim. Sonra bayrama 3 gün kala havuza gitmiştik ve istemeyerek de olsa havuzda ayağımı burktum ve şişliğin geçmesini beklerken bir baktık ki bayram gelmiş… Tabi annem benim bütün malzemelerimi ortadan kaldırmış ve hiç eksik olmayan caaanım misafirler ve 6 günlük tatil gene başlamstı. Tabii misafirlerle birlikte gene başladık alkol almaya, yemekler yemeğe… Bu arada ayağım geçti, ufak ufak koşular da yapıyordum. Ama gene o zararlı içeceklerin ana başında gelen alkolü tüketiyorduk. Sonunda tatil bitti veee iş yerimdeki o güzelim çok sevdiğim tartımın...

Devamını Oku

Yağ Yakma Sırları… 1 Numara

Her zaman söylediğimiz gibi, P90X bir “kilo verme” programı değil, komple bir “vücut transformasyon” programı. Ama P90X ile kilo verenlerin de, kas kütlesi ile hacim kazananların da, ortak kocaman bir noktası var… O da çok iyi bir yağ yakımı sağlamaları. İnce olmanın mı, yoksa kalıplı olmanın mı daha iyi bir görüntü olduğu belki sabaha kadar tartışabilir, ama herkesin ortak bir noktası var ise o da vücuttaki “yağı” kimsenin sevmediği ve herkesin ondan kurtulmak istediğidir. İşte bu yeni yazı dizisinde “Yağ Yakımı Kanunları”nı açıklayacağız… Yağ Yakma Sırları – 1 Numara: Kalori Açığı Yaratmak Bu liste belirli bir önem sıralaması ile gitmeyecek ama öyle olsa idi, “Kalori Açığı Yaratma” maddesi yine listenin ilk sırasında olurdu. Yağ yakımı konusunda, 2+2’nin 4 ettiği kadar matematiksel bir gerçeklik istiyorsanız o da, yağ yakımını tetiklemek için “yaktığınız kaloriden daha az kalori alımı yapmanız” ya da daha ideal bir deyişle, “aldığınız kaloriden fazlasını...

Devamını Oku

Dümdüz Bir Karın İçin Bilmediğiniz Bir Yöntem!

P90X-Türkiye sitesinin gelmiş geçmiş en faydalı ve en çok faydalanılan Blog yazılarından biri olan “Karın Vakumu“ndan sonra (kaçıranlar linki tıklayarak Blog’a ulaşabilir), şimdi yine muhtemelen daha önce duymadığınız bir uygulama ile karşınızdayız. Bu çok basit ama çok da efektif uygulamayı anlatmadan önce hatırlatmamız gereken, pek çoğumuzun neden göbeklerimizden şikayetçi olduğudur. Aslında sadece şişmanlar ya da midesi büyük olanlar değil, kastığında 6-pack’leri gözükenler dahi, normal zamanlarda, yani karınlarını gergin tutma refleksini edinmediklerinde, ortaya şişkin ve rahatsız edici bir görüntü çıkar. Hatta bu çirkin görüntü bazen, profesyonel vücut geliştiricilerde bile görülür (Bakınız: Hamile Bodybuilder’cılar!) Şimdi gelelim, muhtemelen daha önce duymamış olduğunuz ama aslında yüzyıllar öncesinde eski Mısır’da bile kullanılan yönteme… Evinizde, iş yerinizde, okulunuzda ya da her nerede olursanız olun, kıyafetinizin altından göbeğinizin çevresine saracağınız basit bir ip ile, “salmış” olduğunuz göbeğinizi aslında “adam edebileceğinizi” biliyor muydunuz? Midenizin en şişkin olmadığı ve aslında çoğumuzun kendini (fiziğini) en...

Devamını Oku

Kelebeğin Rüyası…

1. haftasını bitiren geleceğin fit kızı bildiriyor… Bu deneyimi yaşayan veya yaşamak isteyen herkese öncelikle merhaba. Henüz P90X’in ilk haftasını tamamlamak üzereyim ama bu geçtiğimiz bir haftada sayfaları doldurabilecek bir deneyim yaşadığımı, kocaman bir gülümsemeyle söyleyebilirim. 90. günün sonunda edindiğim tecrübenin neler olacağını düşünürken bile heyecanlanıyorum gerçekten. Kısaca kendimden bahsetmek istiyorum. Genetik olarak baba tarafıma çekmenin vermiş olduğu yetkiye dayanarak, ilkokul çağlarımdan itibaren başlayan kilo sorununun, buna bağlı olarak annemin tabiri ile “ene gitmekten boya gidememek” döngüsü içine sıkışmış, genç kızlığını ve çocukluğunu kilo problemleri yüzünden dış hayattan kendini soyutlamış bir şekilde heba eden birinin hikayesi aslında. Lise ve akabinde üniversitenin ardında 1,54 cm boya 136 kg yükü istiflemiş, bütün hayalleri o kilolar altında ezilmiş, 26 yaşında genç bir kadının tırtıldan kelebeğe dönüşmesindeki son evresi bu belkide. 2012 yılında 156 kiloya dayandığımda artık ölüme yavaş yavaş adım attığımı hissettim. Çok radikal bir kararla ailemin bütün itirazlarına...

Devamını Oku

Her Birinizin Başına Gelecek Bir Durum…

Şimdi tarif edeceğimiz durum, istisnasız her birinizin başına (en az bir kere) gelecek… Ama bu duruma reaksiyonunuz, yani ne yapacağınız, sizin de gidişatınızı ve bir anlamda geleceğinizi belirleyecek… Düşünün ki, başlangıçta her şey güllük gülistanlık. Zaten uzun süre araştırdığınız, olağanüstü değişimleri incelediğiniz, ve artık sizi de ideal fiziğinize kavuşturacağına inandığınız programınıza başladınız ve devam etmektesiniz… Ama işte o gün (genellikle gece) geldi çattı… Belki egzersizlerinizi sabah yapmayı tercih eden biri olsanız bile, o lanet gün her şey üstüste geldi ve o günün egzersizini hala yapamadınız. Belki tüm gün zaten koşturdunuz, üzerinizde bir gram enerji kalmadığını hissediyorsunuz. Tik tok, tik tok… Saatiniz de neredeyse gece yarısını gösteriyor. Mantıklı bir insanoğlu olarak belki o an yapılası en son şey, her şeye rağmen egzersizinizi yapmaya kalkışmak… Peki siz ne yapacaksınız? Her şeye rağmen o DVD’yi oraya koyup yine de “Play”e bacak mısınız?! İşte sizi en iddialı şekilde sınayan o...

Devamını Oku

Ben Bu Kedi Mamasını Neden Yiyorum?!

Bu başlık ile hatırlatmak istediğimiz; P90X ile “diyet yapmak” zorunda değilsiniz, en azından “diyetin” Türkçe’de kullanıldığı alamda… “Diyet” kelimesi İngilizce’de doğru şekilde, “beslenme tarzı” anlamında kullanılır. Yani aslında her gün pizza-cola yapan birinin de diyeti vardır, ama kötü bir diyet, yani kötü bir beslenme şekli. Bizde ise diyet genellikle daha çok, vücudu aç bırakmak (ya da günde 3 öğün kedi maması tarzı şeyler yemek) anlamında yanlış kullanılır. P90X gibi, DVD başına ortalama 600 ila 900 kalori (hatta içinde bulunduğumuz yaz aylarında bu rakamın 1150’lere kadar çıktığını biliyoruz) yaktıran bir programda, klasik anlamda, “şu dakika şunu yemelisin” tarzı, vücudunuzu aç bırakan bir diyet yapmanıza gerek yok. Sadece daha sağlıklı beslenmeniz yeterli. P90X Beslenme Tablosu bunun için var. Hiç bir dayatma olmaksızın, oradaki 1 ve 2 no’lu kategorilerde yer alan besinler ağırlıklı, kendi öğünlerinizi damak tadınıza göre daha özgürce ve “stressiz” bir şekilde düzenlediğinizde, sonuçlarınızın daha çabuk...

Devamını Oku

Ramazan’da P90X Püf Noktaları…

Ve işte uzun süredir beklenen konu başlığı… Herkesin bildiği gibi P90X 90 günlük bir maraton ve 28 Haziran günü başlayacak olan Ramazan ayı, pek çok kişinin egzersiz takvimiyle ortak döneme denk gelecek. Evet, önümüzdeki Ramazan ayı sıcak ve uzun yaz aylarına denk geliyor… Ama hayır, Ramazan’da oruç tutuyorsanız da bu zaman zarfında P90X’e ara vermeniz gerekmiyor. Aksine, dikkat edeceğiniz birkaç küçük püf noktasıyla, hem iftar sonrası ani yükselen kan şekerinin negatif etkilerini azaltabilir, hem de yavaşlayan metabolizmanızın yine gün boyunca hızlı kalmasını sağlayabilirsiniz. Uzmanlar, Ramazan döneminde metabolizmanın yavaşlama eğiliminde olduğunu göz önünde bulundurarak, mevcut günlük aktivitenizi azaltmamanız üzerinde birleşiyorlar. Ancak tabii ki P90X gibi “ekstrem” sayılabilecek bir egzersiz programında bazı özel noktalara dikkat etmek, hem sağlığınız hem de sonuçlarınız açısından önemli olacaktır. İşte Ramazan ayı boyunca oruç tutacaklar için bir kaç özel hatırlatma: – P90X egzersizinizi iftardan ortalama 1,5 – 2 saat sonraya denk getirmeniz,...

Devamını Oku

Şu Biyolojik Saat Meselesi…

“Biyolojik Saat” sözünü hep duyarız… Hatta şu anda devam eden Brezilya’daki Dünya Kupası’nda çoğu favori Avrupa takımlarının, ev(kıta) sahibi Güney Amerika takımlarına kıyasla çok daha başarısız kalmalarını “biyolojik saat”e bağlayan çok ciddi otoriteler var! Peki nedir bu Biyolojik Saat? Teknik anlamda biyolojik saat, insan vücudundaki hormonların ne zaman salgılanacağı gibi metabolik işlemleri düzenler. Peki bu biyolojik saatin konumuzla ilgisi ne? P90X tarihinin en popüler sorularından “antrenmanları sabah mı yapmalı, akşam mı yapmalı?” sorusuna ek olarak, son zamanlarda en sık gelen sorulardan biri de “Ramazan’da P90X yapılmaz mı?” sorusu… Cevabı açık ve net: Elbette yapılır! İş “biyolojik saat”i ayarlamakta biter, bunu yaparsanız değil Ramazan, 3 ayların tamamında oruç tutup aynı anda bir de P90X mezunu olabilirsiniz! Ramazan ayı süresince oruç tutanlar, eğer doğru yaklaşımı izlerlerse, aslında günlük rutinlerinden çok da ayrılmış sayılmazlar; sadece “biyolojik saat” değişmiş olacaktır. Doğru yaklaşıma örnek… -Aç kalınmayacak sürelerde öğün alımını eşit...

Devamını Oku

Yanlışı… Doğrusu… 2

Bir gün önce yayınlanan “Yanlışı… Doğrusu…” yazısına, kaldığımız yerden devam ediyoruz. İlk bölümde daha çok “beslenme” üzerine doğru bilinen yanlışlara değinmiştik. Bu sefer ise, aralarında son günlerde çok sık sorulan “Ramazan Ayı’nda spor” da dahil, egzersizler üzerine doğru bilinen yanlışları açıklayacağız… Yanlışı: Ramazan Ayı’nda oruç tutarken egzersiz yapılmamalı! Doğrusu: Ramazan Ayı ve oruç tutmak, kesinlikle egzersizlerinize ara vermeniz için bir neden değildir.  Uzmanlar, düzenli şekilde egzersiz yapanların, Ramazan’da da egzersizi bırakmamalarını tavsiye ediyor. Tabii ki bazı konulara dikkat ederek… Ramazan’da egzersizleri ne aç karnına, ne de tıka basa tok iken yapmamak; iftardan yaklaşık 2 saat sonraya denk getirmek en doğrusu olacaktır. Yine iftar ile sahur arasında su (sıvı) tüketiminizi de eşit aralıklara bölerek yeterli seviyede almaya özen göstermelisiniz. Son olarak, Ramazan’da egzersiz rutininize devam ederken, “yeyip yatmak” alışkanlığı yerine Sahura kalkmak da, beslenmeyi daha geniş zaman dilimine yaymak adına tavsiye edilir. Yanlışı: Egzersiz için en...

Devamını Oku

Dünya Kupası Başlıyor…

Ve dünyanın en büyük spor organizasyonlarından biri sayılan FIFA Dünya Kupası bugün başlıyor… Blog’un hanımefendi kitlesi hiç de az değil, bu yüzden merak etmeyin burada futbol konuşmayacağız. Zaten hemen her konuyu bir şekilde P90X’e bağlamakta üzerime yoktur, o yüzden şimdi gelin dinleyin… :-) Halı saha olayını aslında çok tasvip etmem. Çoğu halı sahaların nizami olmamasından ve türlü türlü sakatlıklara davetiye çıkarıyor olmasından. Ama her Türk genci gibi, benim de bir zamanlar halı saha ritüellerim olmaktaydı. Ve şansıma, o günlerin tam da P90X mezuniyetime, yani 90 günün en “peak” günlerine denk geldiğini hatırlıyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi, 13 hafta boyunca Plyometrics’ini yapmış, Yoga’sını ihmal etmeyerek esneklik kazanmış, haftanın 6 günü egzersiz ile kondisyonu zirve yapmış biri… halı sahada da basılmadık cm2 bırakmaz. Çoğu arkadaşımın daha o dönemde ciddi ciddi “sırrımı” sorduklarını hatırlıyorum. Tabii ki sır 4 harfli (2 harf + 2 rakam), artık siz tahmin edin! :-)...

Devamını Oku