Kategori Arşivleri: Diğer

Kas Ağrısı Çekmemek İçin Bilmeniz Gereken 3 Şey!

Baştan dürüstçe söyleyelim. Normalde spor ve egzersiz ile iç içe olan bir değilseniz (ya da daha dürüstçesi, zaten olimpik bir atlet değilseniz :-) ilk günlerin ardından geçici bir kas ağrısı yaşamanız normaldir. Bu, halk arasında “hamlık ağrısı” tabir edilen, sizin gerçekten hamlığınızı attığınız bir türdendir ve aslında yaptığınız egzersizin de gerçekten işe yaradığının/yarayacağının habercisidir. Ancak bu “tatlı ağrı” olarak da tabir edilen ağrıyı, gerçekten “tatlı” kıvamında bırakmak ve haddinden fazlasını yaşamamak için aşağıda sayacağımız 3 önemli maddeye dikkat edebilirsiniz. 1) Yavaş Başlayın ve Programınıza Uyun Günlerdir, belki haftalardır araştırdığınız yeni egzersiz setiniz kapınıza geldiğinde, hemen üzerine atlayıp yapmaya başlamamak zordur. Bize gelen pek çok mailde, program takvimlerinde 1. günde olmamasına rağmen, önce 1 no’lu P90X DVD’sini takıp yapmaya başlayanları ve sonra pişman olanları çok görüyoruz. Öncelikle size gönderilen program takvimine mutlaka dikkat edin; başta size sorulan boy, kilo, mevcut barfiks – şınav sayısı gibi bilgilerin...

Devamını Oku

Gerçek Ken ve Barbie? İstemem Kalsın!

Bir yıl kadar önce “Tembellikte Son Nokta!” başlığında benzer bir konuyu ele almıştık. Bu sefer ise biraz daha “X-tremi” var… İlk kahramanımız Ken (Barbie’nin Ken’i). Daha doğrusu o kendini Ken sanıp asıl ismini kullanmaktan nefret etse de, gerçek adıyla Justin Jedlica. Justin, Barbie’nin erkek arkadaşı Ken’e benzemek adına, 100,000 dolardan fazla para harcayarak ve 90’ın üzerinde operasyon geçirerek, bizce sonunda daha çok Yılmaz Morgül – Angelina Jolie kırması bir şeye benzemiş… Geçirdiği estetik ameliyatlar arasında, biceps implantı, triceps implantı, 6-pack implantı, göğüs ve popo implantları da var… Tabii spor yapmak çok zor olduğundan, kendisi bu yolu daha uygun görmüş; siz hala P90X diye debelenin :-) İkinci kahramanımız ise, gerçek hayat Barbie’si, Ukrayna’lı Valeria Lukyanova… Ken’in aksine, gerçek hayat Barbie’si, sadece ve sadece tek bir estetik ameliyat olduğunu iddia ediyor (tabi, tabi…) Ama aşağıda göreceğiniz plaj fotolarında Photoshop olmadığı doğru (GQ editörlerinin gözetimi altında çekildiğinden). Barbie ölçülerinde olabilmek...

Devamını Oku

O Artık Bir Yarı Çaylak

Merhaba P90X Ailesi, 48 gün geride kaldı. Ne hoş ne güzel günlerdi diyemeyeceğim… Bazı günler hem kendimden, hem P90X’ten, hem Tony’den nefret ettim… Hatta Aykut Hocanın sağlıklı beslenme ile ilgili yazıları bile sinir bozucu geldi… Bazen ise kendimi çok iyi ve mutlu dinamik hissettim. BİR GÜN DİĞER GÜNÜN ASLA AYNISI DEĞİLDİ ASLINDA. P90X’ten sıkılmam gecikmiş oldu böylece ki ben çok çabuk sıkılan biriyimdir… Tony bu işi biliyor kesinlikle, şu dinlenme haftasının olması programda müthiş bir şey. Tam enerjim bitiyor, bir bıkkınlık geliyor üzerime gerçekten sıkılıyorum ve yapamayacağım, çok yorgunum dediğim anda karın ve ağırlık çalışmadığın bir dinlenme haftası müthiş geliyor bana… Ağırlıklarımı bir kilo arttırdım bu son zamanda, hareketler basit gelmeye başladı, çok çok zorlanmıyorum diyebilirim, çok zorlanmayınca harekete ve nefesime daha iyi odaklanıyorum. Hedef belirleyebiliyorum, nefessiz kaldığım hareketlerde nefes almaya başladım… Bazen kendimi iyi hissetmediğim günler hala çok zor geliyor, psikolojinin çok büyük önemi...

Devamını Oku

Bayanlarda Göğüs ve Kalça Üzerine Egzersiz Etkisi ve Umut Tacirleri :-)

Göğüs ve kalçanın dişiliğin sembolü olarak görüldüğü konusunda bir çok kişi hemfikirdir (ben cinsiyetsiz bir toplumdan yanayım şahsen). Milyonlarca kadın daha büyük göğüslere ve güzel kalçalara sahip olmak için çeşit çeşit yol deniyor. Burada bahsetmek istediğim şeye gelince, geçenlerde Youtube’da P90X dönüşümlerini incelerken karşıma sanırım 60 günlük bir Squat programı çıktı. Bayanlar 60 gün boyunca bu hareketi yayıp kalçalarını forma sokmayı deniyorlardı. Gün gün resimler çekilmiş ve gelişmeler videolarla paylaşılmıştı. Bir çeşit kalça büyütme yöntemi olarak lanse edilmiş ve büyük bir ilgi görmüş anladığım kadarıyla :-) Aynı durum göğüs için de geçerli, birden çok söylenti var bir de bu konuda, spor yapan bayanların göğüslerinin küçüldüğü söylentisi ve inanışı o kadar yaygın ki bir çok bayan bu yüzden spor yapmıyor inanır mısınız? Bir kaç kez ağırlık kaldırınca dünya vücut geliştirme şampiyonlarına benzeyecekleri zannetmeleri gibi bir delilik bu. Tam tersi de söyleniyor, göğüs kaslarını çalıştırmak, egzersiz yapmak...

Devamını Oku

Engelleri Aşmak…

Herkese P90X’te 42. günümden merhabalar… Son üç gündür programını yapmayan, yapamayan bir adet çaylak bendeniz… Takip edenler, barfiksi bahçe demirinde çektiğimi bilirler. Havaların soğumasıyla birlikte yeni barfiks barı siparişim gelene kadar, içeride DVD karşısında terleyip sıra barfikse geldiğinde o ter ile dışarı çıkıp o soğuk havaya bir güzel maruz kaldım. Hasta oldum olacağım, baş ağrısı ile başladı belirtiler. Pazartesi siparişimi almaya gidecektim ama P90X’in yeni “Extreme” tip barfiks aletlerini görünce canım sıkıldı, keşke bundan alsaydım ya da önce Aykut Hocaya danışsaydım dedim. Hayal Kırıklığı 1:  Başka bir yerden sipariş verdiğim barfiksim gelince antrenmanı rahat yaparım, bir günden bir şey de olmaz, bugün yapmayayım, yarın tam manası ile yaparım dedim. Siparişimi almaya gittim ve kapıya oturmadı, kapımız genişmiş. Nasıl sinirlendim anlatamam, bu sinirle o günkü antrenman da aksadı… Ve yapamayacağım diye oturup ağlayacaktım neredeyse. Hayal Kırıklığı 2: Bu sabah sorumluluklarını yerine getirememiş biri olarak kendimi berbat hissettim....

Devamını Oku

21 Gün Sonra

Biraz film ismi gibi bir başlık oldu. Danny Boyle’un 28 DAYS LATER filmini bilmeyen yoktur sanırım. Benzer biçimde kabus gibi bir 21 günü geride bıraktım. Peki benim 21 günümde neler oldu biraz ondan bahsedeyim. P90X’e başlamadan 1 hafta önce tam olarak olmasa da bir çeşit diyete başlamıştım. Tabii diyet denebilirse. Çaya attığım şeker 2 değil de 1’e düşmüş, yediğim yarım ekmek döneri kendimi kandırırcasına ekmeğin içini aldırarak yemeye başlamış, zorla 2 litre kadar su içmeye başlamıştım vs vs… Yaş 33, boy 190 cm ve kilo 120’nin üstünde olunca, her ne kadar motivasyon videoları içimde Spartacüs’ün bağımsızlık ateşi gibi bir ateş yaksa da kara kara düşünüyordum. Hayatımda sporla geçen tek dönem 15 aylık askerliğimdi ve onun da üzerinden 13 sene geçmişti. Kondisyon sıfırın altında, tembellik had safhada, sağlıklı beslenme teleskopla görebileceğim kadar uzak bir gezegen tadında yuvarlanıp gidiyordum. 24 Ağustos 2014 günü tamamlamış olduğum DVD setim,...

Devamını Oku

Yeme Bizi Jared!

Geçen hafta yayınladığımız “Biri Fast Food mu Dedi? Reklamıyla, Gerçeğiyle…” yazısından sadece McDonalds ya da Burger King’e taktığımız falan düşünülmesin. Biz sadece gerçeğin peşindeyiz! :-) O yüzden bu sefer kontra bir yazıyla, ülkemizde henüz o kadar yaygın olmasa da, özellikle ABD’de “sağlıklı beslenme” furyasından oldukça nemalanan Subway’in ne kadar sağlıklı olduğuna kendimizce değineceğiz. Daha önce Subway’de yemediyseniz, aslında başta konsept olarak oldukça güzel ve sağlıklı gelebilir. Tüm malzemeler gözünüzün önündedir ve önce çeşit çeşit ekmeklerden birini seçer ve sırasıyla içinde yer almasını istediğiniz malzemeleri söyleyerek, kendi sandviçinizi oluşturursunuz. Buraya kadar her şey hoş. Subway’in sloganı “Eat Fresh” yani “Taze Ye”. Hatta Türkçe’deki daha doğru karşılığı, “Taze ve Doğal Ye”. Peki Subway’in içerikleri ne kadar “doğal”? Subway’in menüsünde, sandviçinizin içine ekleyebileceğiniz belki 50’ye yakın malzeme seçeneği var. Ama hadi diyelim ekstrem bir şekilde “doğallıktan” yanasınız ya (!), sağlıklı olsun diye yemeğinizin sadece ve sadece tavuk göğsü...

Devamını Oku

Bana Hayatın Sırrını Verebilir Misin?

Genç yaşında hayatın sırrına muvaffak olmak için can atan bir delikanlı vardı. Kime, nereye gittiyse umduğunu bulamadı. Hayatın sırrı olmalıydı ama bu sırrı ona kim verebilirdi? Bir gün dediler ki; falanca yerde bir bilge yaşar. Devasa sarayında hayatın sırrını öğretir merak edenlere. Bu uğurda mecnun olmuş genç, toplar bohçasını düşer yola. Sarayı bulmak zor olmaz, keza gerçekten çok büyük ve ihtişamlıdır. Tek sorun, yüksek bir dağın tepesinde olmasıdır. Hayatın sırrı ile arasında yüzlerce hatta belki de binlerce basamak vardır. Düşe kalka, hücrelerindeki son enerji kırıntısını da feda ederek çıkar merdivenleri. Tüm motivasyonu, o sırrı elde etmektir. Düştüğü yerde geri dönmeyi düşünmez. Yorulduğu yerde bohçasındaki fazlalıkları bırakarak devam eder tırmanmaya. Nihayet bilgenin huzuruna varıp, o merak ettiği sırrı nerede bulabileceğini sorar. Bilge, gencin eline tahta bir kaşık tutuşturur, içine de bir tane yumurta koyar. “Şimdi git sarayın birinci katından başla gezmeye. Döndüğünde soracağım sorulara vereceğin cevaplara...

Devamını Oku

P90X Kalbe İyi Gelir. Nasıl Mı?

Durmamalıyım… Eğer durursam sanki ışıklar benim için tekrar yanmayacak hiç. Var etmek için kendi kendimi, bunca uğraşmışken durmamalıyım. 2. DVD’yi takıp “play” tuşuna basmadım bugün. Bu yazıyı yazıp kendime gerçekleri hatırlattıktan sonra basacağım. İçimde doksanlık bir nine, gerçek hayatı bırakıp sadece hatıralarında yaşarken zıplamaya başlayacağım, kimse hiç bir şey fark etmeyecek. Durmamalıyım… Doğrusu kendime söz verdim çünkü, zihnimi yiyen olumsuz duygu selinden kaçmak için durmamalıyım. Dünyadaki hiç bir şey heyecanlandırmadı hem beni, bunun sonunu görmeyi isteyecek kadar… Neye başladıysam manasızlığa boğuldu. Bu sefer ilk kez başladığımı bitirmek için, kalkmalıyım yerimden. Kendine sadık olamayan, neye ve kime sadık olabilir ki… Belki ilk kez, şu an bulunduğum yerden kalkmak için bir nedenim var. Başkalarının uşağı olmayı doğarken kabul ettiğimiz, hatta bireylerin sayısına siyasi yaklaşılan bu coğrafyada, kendi kendimin efendisi olabilme şansı varken… Durmamalıyım. Sahip olduğum tek şey! Benim olan sadece bedenim. Nasıl yaşadığımı o ele verecek, kim olduğumu anlatacak, kendime saygım olup olmadığını. Hem kendine iyi bakmayan,...

Devamını Oku

Dünya Birincisi Türkiye!

Keşke yazının başlığı, kişi başına düşen milli gelir ya da yılda okunan kitap adedi vs. olsaydı ama maalesef… Dünya sıralamasında Türkiye’nin, hem de uzak ara birinci olduğu alan yine, kişi başına düşen ekmek tüketimi. Guiness Rekorlar Kitabına (www.guinessworldrecords.com) göre biz Türkler, yılda ortalama kişi başına tam 199.6 kilo ekmek tüketiyoruz. Yani ortalama vücut ağırlığımızın 3 katından fazla! Naim Süleymanoğlu’na zamanında vücut ağırlığının 3 katından fazlasını kaldırdı diye Olimpiyat madalyası vermişlerdi. Bizse çıtır çıtır yiyoruz! Bugün Anadolu’da hala çoğu yerde anneler çocuklarını “haydi ekmek yiyoruz” diye çağırırlar. Yani bizde ekmek demek yemek demek, yemek demek ekmek demek. Ekmeksiz yemek olmaz… Benim kendi inanılmaz P90X sonuçlarım, bazen hala sorgulanır. Gerçek mi, 90 günde mi oldu, nasıl oldu, sırrı ne…? Şimdi dönüp baktığımda aklıma gelen tek ayrıntı, ekmeği kesmiş olmam. Ne sabah, ne öğle, ne akşam… neredeyse sıfır ekmek. Tıpkı soğuk suyla duşun faydalarından bahsederken, gidin ilk günden buzlu...

Devamını Oku

“Süt” Meselesi…

Çok fazla süt içmeyen biriyimdir. P90X’e başlayana kadar ayda yılda bir aklıma gelirse içerdim ama ilginç bir şekilde sütü çok severim. Yani süt içmememin sebebi tadından ya da kokusundan hoşlanmadığımdan değil, tamamen unutkanlıktan, ihtiyaç hissetmemektendi. P90X ile birlikte özellikle antrenmanlardan sonra yarım litre kadar süte; bal, badem ve muz ekleyerek yaptığım recovery içeceğini büyük keyifle içiyordum ki, internette gözüme ilişen sütün zararları konulu yazı, aklıma soru işaretleri doldurdu. Çok faydalı dediğimiz süt acaba gerçekten masum mu? Beni entere eden asıl tarafı 2,5 yaşındaki oğluma içirdiğimiz sütler. Süte aşık bir oğlum var, günde neredeyse 1 litre süt içiyor. Mümkün olduğunca UHT değil de, “Günlük Süt” içirmeye çalışıyorum. Yaptığım araştırmalardan çıkardığım sonuç şöyle; Bir kısım çok bilmiş (ya da gerçekten bilenler) ve bilim adamı süt’ün çok tehlikeli olabileceğini söylüyor. Dayanakları ise içindeki laktozun sindirimi güçleştirip, aldığımız diğer gıdaların da sindirilmesini zorlaştırması ve akabinde karında oluşan şişlik ve...

Devamını Oku

Biri Fast Food mu Dedi? Reklamıyla, Gerçeğiyle…

Bir önceki Blog yazısında (Dışarıda yerken küçük ayrıntılar, büyük farklar) belki de biraz fazla Fast-Food’tan bahsettiğimizi farkettik ve hemen biraz hasar kontrolü yapmak istedik :-) Maalesef dünyada hemen her şeyde olduğu gibi, fast-food zincirlerinde de, reklamını gördüğünüz ürün ile o paketi açtığınızda karşılaşacağınız manzara aynı olmayabilir. İşte biz de bunları güzel bir şekilde derleyerek sizlere sunmak istedik. Not: Soldaki Blog fotoğrafındaki kızarmış tavuk kafası da, ismi lazım değil, dünyanın en ünlü fast-food zincirlerinin birinin kızarmış tavuk nuggets’larının arasında çıkmış, gerçek bir fotoğraftır. Ama sorun etmeyin :-) olur böyle kazalar… Fast Food Ürünler… Reklamı – Gerçeği?!...

Devamını Oku

P90X’im Geldi!

Yemek gibi, içmek gibi… “ Amma abarttın” diyenleri duyar gibiyim ama başlamak için düşünenler ya da başlayıp motivasyon sıkıntısı çekenler şunu bilsin ki; “Play Tuşuna” basın. Ne olursa olsun basın. Ben 2. tura başladım. Ama sandığınız gibi 90 günü bitirip tekrar başlamadım :-)İlk başlangıcımdan 4 gün sonra, Yoga-X’i sıkıcı bulup 15. dakikada kapatıp yattım. Ertesi gün bacak çalışırken hiç farkında olmadan alt baldırımda kas zedelenmesine sebep olmuşum. Evet spora alışık olmayan odunsu gövdem, “Napıyon sen, aklını başına al” mesajı vermek için beni 3 gün yatırdı. İlk gün ayağımı kıpırdatamıyordum. Dayanılmaz bir ağrı ile bütün gün yatıp, yemeğimi yatağımda yedim. İkinci gün koltuk değneği ile dolaştım, 3. gün topallayarak yürüdüm. Bu sürede anladım ki, sıkıcı mıkıcı ama Yoga-X kaslarınızda meydana gelen gerilimi azaltmak için elzem. Yoksa benim gibi bacağı elinize alabiliyorsunuz. Bu vesile ile Yoga-X’ten özür dileyip, af istiyorum. Evet bugün tekrar başlamamım 4. günü ve...

Devamını Oku

Biraz da Teknolojik Yardım

Siz de benim gibi “ne yesem, kalorisi kaç, bugün yeterli protein alabildim mi?” gibi sorularla boğuşuyorsanız tam sizlik bir uygulama paylaşacağım. Ayrıca raflarda gördüğünüz, üzerinde besin değerleri yazmayan veya yazsa da inandırıcı gelmeyen ürünleri için de barındırdığı QR kod okuyucu sayesinde taratıp anında bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Günlük yeme içme olaylarınızı kolayca ekleyip, aldığınız kalori, protein, yağ vs. değerleri tek tıklamayla görüp, isterseniz aylık, haftalık, yıllık raporlar halinde görebiliyorsunuz. Ayrıca hedef  kilonuzu girip, yaşam tarzınıza göre size çıkartacağı beslenme opsiyonlarından faydalanabiliyorsunuz. Kısaca oldukça kullanışlı ve ücretsiz; eğer akıllı telefonunuz varsa çok işinize yarayacaktır. Daha ayrıntılı bilgi ve indirme linkleri yazının en altındadır. Fatsecret Uygulaması Ekran Görüntüleri Fatsecret Android Uygulamasi İçin Fatsecret Apple Uygulaması İçin...

Devamını Oku

Başlamak Bırakmanın Yarısıdır!

“Başlamak bitirmenin yarısıdır” derler esasında. Oldum olası hiç hazzetmedim bu sözden. Dünyanın en samimiyetsiz motivasyon cümlesidir. Kimi zaman da alay etmek için kullanır bazıları. Başlamak; çoğu kez heves etmekten, meraktan, ayak uydurmaktan ibarettir. Geçmişi şöyle bir hatırlarsanız eğer, yogaların, pilateslerin televizyon ekranlarında, sabah kuşaklarında boy gösterdiği zamanlar vardı. En az 10 kişi tanıyorum, sabah çok afedersiniz camış gibi beslenip, şekerli türk kahvesini de yuvarladıktan sonra, televizyonun karşısında çamurda debelenen su aygırı gibi enstantaneler veren… Sonrasında medeni memleketlerde çok çok uzun yıllardır var olan ama bizde yeni yeni yaygınlaşan spor parklarında, ne yaptığını bilmeden, hiç bir fikri olmadan, sağlıklarını tehlikeye atarak pedal çeviren, hoplayan zıplayan teyzeler peydah oldu. Aslında maksat spor falan değildi. “Falanca gidiyor, biz de gidelim. Patlayana kadar yiyelim, eşofmanları çekelim, spora gidelim, bedenimize zulüm edelim…” Mantık bu olmasa da yaptıkları tek şey buydu. Spor yaparken Mualla Hanımın yeni aldığı halının rengini tartışmalar, alt...

Devamını Oku