Yazar: admin

Güncel Yazıları: admin

Müzik İle Kuralları Değiştir!

Tamam, kendini “bişey” zanneden kime sorsanız “Şekerim, ben asla televizyon izlemem, sadece belgesel izlerim!” deyip de, maşallah TV’deki tüm 3 saatlik dizileri bilenlere inat, gerçekten (ama gerçekten) tam bir belgesel / dokümanter manyağı olan bendeniz, en son izlediğim 2014 yapımı “Alive Inside – İçinde Canlı” belgeselinden hayli etkilendim… Belgesel film, kendini müziğin inanılmaz etkilerine adamış bir bilim adamının, ABD’deki pek çok huzur evini dolaşıp, en hayata küsmüş, en yaşlı, artık neredeyse hiçbir şeye tepki vermeyen en ileri derece Alzheimer hastalarının bile, bir kulaklık ve sevdikleri bir müzik ile, nasıl hayata döndürebildiğini anlatıyor. Hemen internete gidip filmi aramadan önce hatırlatayım. Recep İvedik’i bulabileceğiniz gibi her yerde bulamayacağınız bir sanat filmi! Ve gördüğüm kadarıyla Türkçe’si ya da Türkçe altyazısı da henüz yok. Zaten var mı diye Turkcealtyazi.org’a girdiğimde filmin bütçesinin $600,000 gişe hasılatının $7,200 olduğu bilgisi yazılmış! Böyle birşey mümkün mü? Ama dedim ya sanat filmi! Gerçi...

Devamını Oku

Günün Email’i…

P90X-Türkiye olarak günde yüzlerce email alıyoruz. Ve mümkün olduğunca kısa sürede, her birini en doğru şekilde yanıtlandırmaya çalışıyoruz. Siz de ister P90X, ister beslenme ya da hemen her konuda sorularınızı info@p90xtr.com e-mail adresine yöneltebilirsiniz. Burada, “ne saçma soru, git Google Amca’ya sor!” demek yok :-) Bu başlık altında, bize gelen e-maillerden, başkalarının da cevaplarından yararlanacağını düşünerek seçtiklerimizi (tabii ki isim belirtmeden), cevaplarıyla birlikte sizlerle paylaşacağız. İşte Günün E-mail’i… Tarih: 20/11/2015 – Saat: 23:05 Konu: Sakız zararlı mı? Email:  Aykut Hocam Merhaba, Size çok kısa bir sorum olacak. Çok sakız çiğnediğimi farkettim. Sakız zararlı mı? Teşekkürler, XXXXXXX Ve Cevabı… Tarih: 21/11/2015 – Saat: 17:15 Konu: Re: Sakız zararlı mı? Email:  Merhabalar XXXXXXX Evet, şimdiye kadar aldığım en kısa sorulardan ama ben cevabını biraz uzun vereyim :-) Aslında bu konuya daha önce de değinmiştim ama, izninle sorunu sitede “Günün Email’i” yapalım ki, tekrar sakız hakkında sorusu olanlar için de bir hatırlatma olsun. Sakız, ya da...

Devamını Oku

P90X Reklama İhtiyaç Duysaydı… 4

Önceki “P90X Reklama İhtiyaç Duysaydı…” yazılarında olduğu gibi yeniden kısaca hatırlatalım… P90X Programı reklama ihtihaç duymaz! Onunla 90 gün gibi kısa sayılacak bir sürede, fazla yağlarından kurtulan, vücudu sıkılaşan, 2 merdiven çıkarken artık yorulamayan, enerji seviyesi artmış, daha güçlenen, daha sağlıklı hale gelen, sadece dışı değil içi de güzelleşen, gün boyu mutluluk hormonu salgılamaktan başı dönen :) , sadece fiziği değil hayata bakış açısı da değişen herkes… zaten P90X’in ayaklı reklam panosudur! Ama olur ya… P90X reklama ihtiyaç duysaydı ne yapardı diye beyin jimnastiği yaptığımız bu yazı dizisinde, ilginç görsel ve mesajları sizlerle paylaşıyoruz. Kışın geldiği ve denizi – havuzu özlediğimiz bu günlerde, bu özlemimizi de biraz giderelim istedik (kışın kapalı havuza gitme şansı olanları ayrı tutuyor, onları esefle kıskanıyoruz!). Not: Bu arada aşağıdaki reklam önerisiyle ilgili bir mantık yanlışlığına ilk işaret edecek olana sürpriz bir ödül vermeyi düşündük :-) Yorumlarınızı bekliyoruz.  Ara Sıra Değil… Her...

Devamını Oku

Ayrılığa Bakış Açısı… Erkek vs. Kadın – 2

Bir önceki yazıda (Ayrılığa Bakış Açısı… Erkek vs. Kadın) muhtemel bir ayrılıkta, erkeklerin ve kadınların bu ayrılığı zamana göre nasıl kaldıracağına bakmıştık. O yazıdaki klişe, erkeğin hırs yapıp kendini spora vereceği, kadının ise kendini yaş pastaya vereceği idi :-) Ama bu bakış açısı ve klişeye “kontra” bir yazı ve görselle geleceğimizin de sözünü vermiştik. İşte sıradaki görsel: Karşı cinsler, sevgiliden ayrılınca ne olacağını düşünür ama gerçekte ne olur? :-) Erkekler nedense sevgililerinden ayrılır ayrılmaz, akacağı alemlerin, gideceği partilerin, genel olarak özgürlüğün dayanılmaz hafifliğinin hayalini kurar. Sanki dünyadaki bütün kızlar onun sevgilisinden ayrılmasını bekliyor da sıradadır. Oysa gerçekte olan, dapdağınık bir ev/oda, öyle ki bir şeyin üzerine basmadan yürümek mümkün değil, ortalıkta boş pizza – bira kutuları, 8 saat boyunca elden düşmeyen oyun konsolundan muzdarip ebleh ebleh boş bakan gözler… Hiç de hayal ettiğiniz gibi değilmiş di mi?! Kadınlar için ise sevgiliden ayrılır ayrılmaz, salya sümük...

Devamını Oku

Ayrılığa Bakış Açısı… Erkek vs. Kadın

Dün bir yazı paylaşmıştık. 14 Şubat Sevgililer Günü’nüzü daha 16 Kasım’dan kutlamıştık. Çünkü 16 Kasım’da P90X’e başlayan birisi, 90 gün sonra, yani 14 Şubat Sevgililer Günü programdan mezun olarak hayatının en iyi fiziğine kavuşuyordu. Şimdi benzer bir temadan devam edelim… Sizin için bir görsel hazırladık… Bu görsele özellikle kadın takipçilerin çok katılmayacağını şimdiden duyar gibiyim. O zaman şimdiden müjdesini verelim, “ayrılığa bakış açısının” alternatif bir versiyonu daha gelecek; o da sürpriz olsun :-) Hani dedik ya, spora başlangıcınızı özel bir güne denk getirmek diye… İşte bu özel gün hep de keyifli bir gün olmak zorunda değil! Yılbaşı, doğumgünü (her Pazartesi!) vs. tamam da… bir de acı verici bir ayrılıktan hemen sonra egzersize başlamak vardır. Aaaa… İşte bu da çok yaygın bir durum. Tabii ki kimseye burada “gidin de sevgilinizden ayrılın, spora başlayın” demiyoruz. Ama olur da başınıza gelirse, üzüntünüzü “spor” gibi faydalı bir noktaya kanalize...

Devamını Oku

P90X Reklama İhtiyaç Duysaydı… 3

P90X o kadar harikulade bir programdır ki, reklama ihtiyaç duymaz! Sadece 90 günde değiştirdiği bedenler, onu geçtik sadece “dışınızı” değil, “içinizi” ve özetle hayata bakış açınızı değiştirmesi bile, onu uygulayan herkesin ayaklı bir reklam panosu olarak gezmesine yeter. Ama olur ya, P90X reklama ihtiyaç duysaydı ne yapardı? İşte hayal gücümüzü ve yaratıcılığımızı çalıştırarak, ilgili görselleriyle birlikte küçük açıklamalarından oluşan ve çok beğenilen yazı dizimize devam ediyoruz. Kemer meselesi!.. Her zaman söylediğimiz bir şey vardır; P90X bir “kilo verme” programı değil, ondan çok daha anlamlı bir “vücut şekillendirme” programıdır. Yani sizi bi aşağı bi yukarı, tam bir Yo-Yo gibi oynatan moda akımların aksine, P90X size gerçekten fit, sıkı, sağlıklı ve herşeyden önemlisi, siz aksine çok uğraşmadıkça uzun süre koruyabileceğiniz bir fizik kazandırır. O yüzden yine her zaman dediğimiz gibi, program süresince sadece “Kg’leri” değer ölçüsü olarak almak, yanlıştır. Peki onun yerine ne mi yapabilirsiniz? İncelmeye başlayan...

Devamını Oku

Amy Winehouse ve Bulimiya…

Amy Winehouse… Doğum yılı 1983… Ölüm yılı 2011… Yani; Jimi Hendrix, Jim Morrison, Kurt Cobain ve daha nice starlar gibi, tam da 27 yaşındayken aramızdan ayrılan, bazılarının “27’ler Kulübü” ismini taktığı talihsiz kulübün en yeni ve belki de en yürek burkan üyelerinden… Tanırsınız tanımazsınız, seversiniz sevmezsiniz, yaşamış olduğu hayat stilini tasvip edersiniz etmezsiniz bilinmez ama… tartışılmayacak tek bir şey var ise, o da Amy Winehouse’un “sesi”dir herhalde. Çağının çok ilerisinde (belki de çok gerisinde!) ama her halükarda, farklı, alışılmıştan ayrılan, öne çıkan ve kesinlikle tadına doyamadan aramızdan ayrılan… 2011’deki trajik ölümünün ardından Amy Winehouse, 2015 yapımı, usta Asif Kapadia yönetmenliğinde çekilen biyografi/belgesel ile bugünlerde yine çok gündemde. Hadi oyunbozanlık yapalım ve filmin/belgeselin sonunu söyleyelim… Evet sonunda, baş kahraman Amy ölüyor! Orada bir sürpriz yok. Ama imkanınız varsa gidin ve bu filmi seyredin. Damarlarınızda hala dolaşan kan ve his duygusu varsa, finalinde muhtemelen sizin de gözlerinizden...

Devamını Oku

Günün Email’i…

P90X-Türkiye olarak günde yüzlerce email alıyoruz. Ve mümkün olduğunca kısa sürede, her birini en doğru şekilde yanıtlandırmaya çalışıyoruz. Siz de ister P90X, ister beslenme ya da hemen her konuda sorularınızı info@p90xtr.com e-mail adresine yöneltebilirsiniz. Burada, “ne saçma soru, git Google Amca’ya sor!” demek yok :-) Bu başlık altında, bize gelen e-maillerden, başkalarının da cevaplarından yararlanacağını düşünerek seçtiklerimizi (tabii ki isim belirtmeden), cevaplarıyla birlikte sizlerle paylaşacağız. İşte Günün E-mail’i… Tarih: 10/11/2015 – Saat: 12:31 Konu: – Email:  10/11/2015 12:31, Emrah XXXXX yazmış: Tesekkur ederim, zeytin yagi tuketebiliyoruz sanirim bunu ne seviyede (miktar) tuketebiliyoruz? Ben sabah 8 de gune baslamak istiyorum artik. Sabah henuz kahvalti yapmadan P90X e baslamam daha mi uygun? P90X uygularken hangi agirliktaki dumbell ile baslamam uygun? Agirlik arttirimi neye gore hangi periyotlarda olacak? Valla hocam birseyler eksik kaldi sanki :) Ve Cevabı… Tarih: 10/11/2015 – Saat: 12:54 Konu: Re: – Email:  Yok yok, hiçbir şey eksik kalmaz :-) Her sorunun cevabı var...

Devamını Oku

Sağlam Kafa Sağlam Vücutta Bulunur

Bugün 10 Kasım 2015, ulu önder Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 77. yılı… Bugün onu pek çok faklı yönden anmak mümkün… Ama biz özellikle dönemin koşullarında diğerlerinden ayrılan bir yönünü ele alacağız. Bu günümüzün konforlu koşullarında bile devlet büyüklerinin spor yaparkenki karelerini görmek pek mümkün değilken, Atatürk’ün o dönemin çetrefilli koşullarında bile “spora – sporcuya” ne kadar önem verdiğini, pek çok anektodda bulabilmek mümkün. 20 Haziran 1938 tarihli kanunla, 19 Mayıs’un “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kabul edilmesi belki de bunun en güzel örneklerinden; yoksa dünyada “Spor Bayramı” olan çok da fazla ülke yok. Bu sefer ne mutlu bize… Aşağıdaki tek kare fotoğraftaki Atatürk ve yine saygıdeğer olduğunu tahmin ettiğimiz iki dostunun göbekleriyle olan farkından, “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”un, sadece sözde kalmadığını da görebilmekteyiz. O dönemde Photoshop’un olmadığını da hatırlatalım dostlar… Son olarak, Atatürk’ün spor ve sporcuyla ilgili çokça bilinen bir sözünün, o kadar çokça...

Devamını Oku

P90X Reklama İhtiyaç Duysaydı… 2

Bir önceki yazıda (P90X Reklama İhtiyaç Duysaydı…) bahsetmiştik; P90X programının reklama ihtiyacı yoktur, onu bitirerek hayatlarının en iyi fiziklerine kavuşanlar zaten en iyi ayaklı reklamdır. Ama olsaydı ve dergilere/gazetelere reklam verseydi, nasıl olurdu diye? İşte bugünkü reklamımızı “Nereden Başladığın Değil, Nerede Bitirdiğin Önemlidir” sloganı üzerine kuruyoruz. Gerçekten de öyle! P90X’e başlayan herkese, başlamadan önce “1. gün” fotoğrafı çekmeyi mutlaka öneririz. Çekin ve kendinize saklayın. Hemen bizimle ya da başkasıyla paylaşın diye değil. Ama “nereden geldiğinizi” bilmeniz ve daha da önemlisi, “sonunda nereye geldiğiniz” ile farkını çok daha net görebilmeniz için. Çünkü sonuçta gerçekten başlangıç noktanız değil, geldiğiniz nokta en önemli olan. Yine aşağıdaki reklamımız, “çekim yasası”nı lehinize kullanmak ve de başlangıç noktanız her ne olursa olsun aynaya baktığınızda kendinizi kötü hissetmeniz değil, geleceğinizi hayal ederek sizi devam ettirmeye yetecek motivasyonu bulmanız açısından önemli. Ne demişler… Bir yerlerden başlamak lazım… Siz neyi bekliyorsunuz? Nereden Başladığın Değil, Nerede...

Devamını Oku

Siz Ne Yiyorsanız, O’sunuz!

“Siz ne yiyorsanız, O’sunuz – You are what you eat” beslenme konusunda oldukça vurucu ve güçlü bir deyiştir. Evet, biraz ekstrem ama doğruluk payı da yüksek. İyi yönde de, kötü yönde de, vücudumuzu şekillendiren ve mevcut görüntüsüne karar veren, aslında o’na ne verdiğimiz yani ne yediğimizdir. Tıpkı, güneşin altına yattığınızda bronzlaşmanız (ya da tavuk gibi kızarmanız) gibi, yeme-içme alışkanlıklarınıza vücudunuzun verdiği de bir “tepki”dir aslında. Siz onu P90X gibi bir programa maruz bıraktığınız ve beraberinde sağıklı beslenme alışkanlıkları kazandığınız takdirde, o da size sonunda neredeyse bir olimpiyat sporcusunun vücudu gibi fit ve atletik bir vücut ile cevap verecektir. Bu 2+2=4 olduğu kadar kesin bir yargı. Sözü daha fazla uzatmadan, bu sayfalarda gezinip eğer hala yanlış yeme-içme tercihleri yapmaktaysanız, sizi omuzlarınızdan tutup sarsacak ve kendinize getirecek birkaç görseli paylaşalım. Unutmayın, siz ne yiyorsanız O’sunuz!...

Devamını Oku

100 Yıl Önce Spor Anlayışı Nasıldı?

Biliyorsunuz, çağımız teknoloji çağı. Günümüzde ilim, bilim ve teknoloji çok ilerledi. Şimdi DVD’yi oynatıcıya takıyorsunuz ve dünyanın en iyi koçları salonunuza konuk oluyor ve sizi birebir çalıştırıyor adeta. Ya da telefonunuz, kaç kilometre koştuğunuzu, nabzınızı, yaktığınız kaloriyi hesaplayıp rapor veriyor size… Ama bu hâl hep böyle değildi elbette. Spor ve egzersiz bundan 1000 yıl öncesinde de vardı, belki de insanlık tarihi ile yaşıt. Hadi biz o kadar geriye gitmeyelim ama bundan yaklaşık 100 yıl öncesinde egzersiz anlayışı nasıldı hiç merak ettiniz mi? Bu yazı sizler için… Pasif Jimnastik… 1930’dan kalma bu videoya baktığımızda, o dönemki modanın daha çok “Pasif Jimnastik” olduğunu görüyoruz. Pasif jimnastikte, adından da anlaşılabileceği gibi, daha çok “siz” değil de, sizin dışınızda “şeyler” sizin üzerinizde oynuyor! Aslında bu akım günümüzde bile hala karşımıza çıkar. Günümüzde güzellik salonlarında “pasif jimnastik” diye arattığınızda hala binlerce sonuç alabilirsiniz Google’da (biz 59,700 sonuç aldık). Beli incelttiği...

Devamını Oku

P90X Reklama İhtiyaç Duysaydı…

4 yaşındaki kızıma, hayata dair öğrettiğim çok önemli bir şey varsa, o da “Bak kızım, reklamı yapılan herşey kötüdür!” cümlesini empoze etmemdir herhalde! Çocuğunuz olsun ya da olmasın, bir gün yarım saat bir çocuk kanalı izleyin de görün, küçücük dimağlara işlenen reklamları… Ozmo kornetler, matahmış gibi gösterilen meyveli yoğurtlar, sosis-salamlar, cipsler-kolalar… “Reklamı yapılan herşey kötüdür” demekte çok mu haksızım? Sahi siz hiç domates – salatalık reklamı gördünüz mü?! Gelelim konumuza… P90X-TR bugüne kadar hiç parayı bastırıp reklam verme gereği duymadı, duymayacak da. Çünkü bizlerin en iyi reklamı, “fısıltı gazetesi” dediğimiz kulaktan kulağa yayılan, P90X-Türkiye ile vücutlarını değiştirmiş insanların orda-burda yorumları, şahit olan arkadaşları, eşi-dostu, çevresi… Zaten bundan güzel de reklam olmaz (teşekkürler). Ama, yine kendi kendimize fantezi yaptık :-) ve “P90X reklam verseydi n’apardı?” diye düşündük ve ortaya motive edici ilanlar çıkardık. “Fısıltı gazetesi” tamam da, “bir görsel, bin kelimeye bedeldir” demişler… Bakarsınız bu “reklam”lar...

Devamını Oku

İyi Görünen Kötüler – 6: Proteinli Enerji Barları

“İyi Görünen Kötüler” yazı dizisine 6 numara ile devam ediyoruz… Proteinli Enerji Barları! Geçen gün Decathlon mağazasında biraz alışveriş yaparken, çeşit çeşit proteinli enerji barlarının hemen kasaların önlerine yerleştirildiğini gördüm. Yani, kuyrukta ödeme yapmayı bekleyenlerin, hemencecik elini uzatıp kapabilmesi için, itina ile oraya yerleştirilmişler. Gerçekten de olan tam olarak buydu. Yani kimse kuyrukta beklerken, “Aaa deniz gözlüğü de varmış, alalım” ya da “Hah, ping-pong topları da buradaymış, atalım sepete” demez ama… kuyrukta bekleyen çoluk-çocuk, alakalı-alakasız çoğu kişinin, sanki sakız alıyor gibi bu (bir de pahalı!) enerji barlarına yöneldiğine şahit oldum. Şimdi… Bu proteinli enerji barları, özellikle yoğun tempolu antrenman yapan sporcular için üretilmişlerdir. Böylesine yoğun tempoda bir fiziksel aktiviteye sahip olanlar için bazı durumlarda kullanışlı olabilir. Ama rutin ve sıradan bir gün geçirenler için hiç de yerinde bir seçim olmayacaktır. İnsanlarda, “Hmmm, sporcu mağazasında satılıyorsa, benim için iyidir” gibi bir algı oluşuyor, ki çok yanlış....

Devamını Oku

O Yapabiliyorsa… (Donnarumma Örneği)

Sitenin yakından takipçileri bilir. Bir aralar uzun soluklu bir “O Yapabiliyorsa, Sen de Yapabilirsin” yazı dizimiz vardı. Hatta paylaşılanların derlenmiş toplanmış haline buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi, direkt Ev Fitness’i – Vücut Transformasyonu vs. ile ilgili olmasa da, dönüp dolaşıp konuyu yine P90X’e başlayacağım, hazır olun! (Zaten herşeyi bir şekilde P90X’e bağlamakta üstüme yoktur :-) Efendim… bana hergün aynı soruyu soran gençler var… “Hocam, henüz 16 yaşındayım, bu program bana uygun mu, P90X yapabilir miyim?” Ben de kararımı verdim, bundan sonra bu soruya diyeceğim ki: “Henüz 16 mı? Elin oğlu 16 yaşında Milan’ın 1. kalecisi oluyor, sen neden bahsediyorsun?!” Evet, ben Donnarumma’dan bahsediyorum; tam adıyla Gianluigi Donnarumma… (İlk okuduğunuzda Dondurma diye okuyasınız geliyorsa, yalnız değilsiniz!). Kendisi 1999 doğumlu. Bu yazının kaleme alındığı tarihte 16 yaşında. Özelliği ne? Dünyanın en büyük ve köklü futbol kulüplerinden kabul edilen Milan’ın, kalesini 16 yaşındaki ona teslim etmesi. Üstelik, muhtemelen babası yaşında olan...

Devamını Oku