Doğru Beslenme Konusunda 1’inci Kural!

Uyguladığınız Ev Fitness programınız her ne ise (P90X, Insanity ya da Hybrid…), haftalık planlamasıyla, ağırlık antrenmanı – cardio dengesiyle, ısınmasıyla – soğumasıyla, dinlenme günleri – dinlenme haftalarıyla… işin egzersiz ayağının zaten çok (çok çok) iyi dizayn edildiğini biliyoruz. Bu durumda her zaman olduğu gibi, işin sırrı ve sonuçların derecesi, yine gelip “beslenme” başlığına dayanmakta! “Doğru” beslenirseniz, emeklerinizin karşılığını fazlasıyla alacak, doğru beslenmezseniz ise, bariz akıntıya karşı kürek çekeceksiniz.

Peki, “doğru” beslenme konusunda; ilk, birinci, en önemli, artık ne diyelim, en en baştaki kural ne olmalı sizce? “Doğru” beslenme konusundaki birinci kural, “doğru” besinleri evinize sokmaktır tabii ki. Unutmayın; evinize/mutfağınıza ne girerse, onu tüketirsiniz. Gerçi insanlar, yaşam modernleştikçe (modern yaşam, peh! Taş Devri insanlarına özenir olmadık mı?!) yeme-içme konusunda, evlerinde daha az takılıp, dışarıda daha fazla vakit geçirmeye başladılar. Bu durumda da artık, sadece evinize ne sokarsanız onu yersiniz değil, dışarıda da neye (hangi yiyeceklere) maruz kalırsanız onları yersiniz oldu durum. “Siz Ne Yiyorsanız, O’sunuz!” sözü de buradan gelir (bknz: aşağıdaki foto).

“Herkes önce kendi evinin önünü temizlese, tüm dünya tertemiz olur” sözü misali, biz yine önce kendi işimize ve kendi mutfağımıza dönelim… Gerçekten de, doğru beslenmenin 1 no’lu kuralı, doğru besinleri eve sokmaktır. Hiç farketmez; hayatta kalma güdüsüyle de, Survivor’u izlerken istemsiz içgüdüsel olarak da, evimizde/mutfağımızda ne varsa onu yemeye mahkumuz. İşte bu durumda olay, oraya neyin konduğunda bitiyor. Çikolata mı, kivi mi? Cips mi, badem mi? Yaş pasta mı, yoğurt mu? İnanın, bu seçeneklerin her ikisi de elinizin altında olsa, hiç şüpheniz olmasın %99’unuz, ilk zikredilenleri (zararlıları) seçecektir; insanın doğası bu. İnsanoğlu, taa atalarından gelen genetik miras gereği, bugün “zararlı” addettiğimiz, şekerli – yağlı – basit karbonhidratlı seçeneklere yönelecektir. Bu, genetik mirasımızda var; sadece “irade” denilen şey ile buna kolay kolay karşı gelebileceğinizi zannetmeyin. İnsanoğlu bu (zararlı) besinleri tüketir, fazlasını da yağ olarak depolar ki, yine tıpkı atalarının yaşadığı gibi beklenmeyen bir “kıtlık” geldiğinde, o rezervleri kullansın, hayatta kalsın. İşte sorunumuz tam da şu ki; bu devirde bolluk çok, kıtlık yok!

İşte bu sebeple, işinizi asla “irade”ye bırakmamalı, mutfağınıza sadece sağlıklı seçenekleri sokmalısınız. Bu işin bir numaralı kuralı bu. Ha bunun daha da ekstrem kuralını belki biliyorsunuz. Kural denince akla geldi, ünlü basketbol yorumcusu Kaan Kural, ya da aramızdaki daha eskiler için şarkıcı Ozan Orhon’da olduğu gibi, midenize kelepçe taktırdığınızda (Gastrik Bypass Ameliyatı), eh artık iradenin de önüne geçiyorsunuz ve isteseniz de artık midenize fazla birşey sığdıramıyorsunuz. Yine de amman o aşamalara gelmeyin, sorunu siz çözün.

Biraz önce “irade”den bahsettik… Biliyor musunuz; McDonald’s, Burger King, Pepsi, bilmem Coca-Cola’nın avukatlarının, aleyhlerine açılan davalarda bir numaralı savunmalarının “irade” üzerine olduğunu? Derler ki, “Eee karşı taraf da iradeli olsaydı! Biz zorla mı yedirdik?!”… Genel olarak obezite epidemisinin aklayıcıları, işi hep “kişisel sorumluluğa” getirir. “Efendim, sağlıklı beslenin, spor yapın… Doğru beslenme, egzersiz…” Oysa bu dünyada artık 6 aylıklarda obezite görülüyor. 6 aylık bebeğe de mi “kişisel sorumluluk” diyeceğiz; “doğru beslenmedin, egzersiz yapmadın, senin suçun!” diyeceğiz?

İşte işi buralara getirmeden, işi “irade”ye bırakmadan, ilk yapmanız gereken ve sonuçlarınızı maksimize edecek “doğru” beslenmenin ilk kuralı… EVİNİZE DOĞRU BESİNLERİ SOKMAK! Nokta.

Ne-Yiyorsanız-O-sunuz P90X

4 Yorum

  1. Merhaba Aykut hocam,en son sizin tavsiye ettiğiniz belgeselleri yadım tek tek izleyeceğim hepsini.

    Şimdilik Fork over Knives belgeselini izledim.Vegan olmamız için çekilmiş bir belgesel,bütün hayvansal ürünleri tüketmekten vazgeçin sadece sebze ve meyve yiyin mottosu var belgeselin.şahsen etsiz bir hayat düşünemiyorum onun için tam olarak beğenmedim.ama en azından artık sebze ve salataya daha fazla yer verebilirim yemeklerimde.Neticede evrimsel olarak gelişmemizi hayvansal proteine borçluyuz.Diğer belgeselleri de izleyip fikrimi yazarım.

    Bugün nette bir yazı okudum dikkatimi çekti sizinle paylaşayım fikriniz sorayım dedim.Beslenme ile ilgili
    ” İnsülin hormonu daha önce de bahsettiğimiz gibi vücutta glikojen sentezi sağlar yani kasları glikojen ile besleyerek belirli bir ölçüde kas gelişimini sağlar, gelişim için şarttır. Eğer antrenman,fitness, spor yapıyorsanız antrenman esnasında kaslardaki glikojen boşalır ve kas gelişimi sağlamak, kas kaybı yaşamamak için kasları glikojen ile beslemek gerekir. Aynı anda hem spor hem diyet yapan insalnarda çok sık yaşanılan kas kaybının en büyük sebebi bunun hep atlanmasıdır. O zaman ne yapmalı?

    Günde sadece 1 kez antrenmanlardan hemen sonra “basit şeker” yani glikoz içeren besinlerle insülün tetiklenerek vücutta insülin salımını arttırmalı kasları beslemeli ve kas yıkımına sebep olan kortizol isimli hormonun salınmasını engellemeliyiz! Antrenmandan hemen sonra şeker seviyesini yükselterek insülin salgılatmak kasları besleyecek ve yukarda gördüğümüz olumsuz etkileri yaşatmayacaktır. Basit şeker tüketildiği anda şeker seviyesini yükseltirken, meyve gibi ürünlerin içerisinde bulunan kompleks şeker fruktozun sindirimi bir kaç saat içerisinde olduğundan basit şekerin hizmet ettiği amaca hizmet etmeyecektir. Peki basit şeker nelerde bulunur? Basit şeker için en iyi besin kaynağı yüzde yüz gerçek üzüm suyu! O olmazsa bir bardak suya atılan 2 kesme şeker bile yeterlidir. Portakal, elma gibi meyveler basit şeker içermezler. Jelibon da çok iyi bir basit şeker kaynağıdır ama sağlık açısından antrenman sonrası yaklaşık 300 ml %100 gerçek üzüm suyu bu ihtiyacı karşılayacaktır, ”

    Yazinin linki: http://ictenbakis.blogspot.com.tr/2013/11/insulin-nedir-yag-yakin.html

    Sizin dusunceleriniz nedir hocam, p90x egzersizi yaptiktan sonra 1 bardak sekerli su icmek kaslar icin yararli olur mu ?

    Bring it :)

    Cevapla
    • Aykut hoca görmedi galiba ben bildiğim kadarıyla yardımcı olayım,Dostum o konu oldukça tartışmalı aslında ama ben senin dediğin argümanı öne sürmelerinin sebebi olarak post workout ve recovery drink vs.lerin pazarlaması için yapıldığını düşünüyorum malum bu mantıkla çoğu besin ya zararlı olduğu sonucuna varıldı Ya da bunlara bir sınır getirildi(bkz soya fasulyesi zararlı ve günde max 2 yumurta sarısı yalanları vs.). Zaten senin dediğinin aksini gösteren araştırmalar, deneyler de var, ing biliyorsan şu linklere bakabilirsin örnek olarak:

      http://www.ncbi.nlm.nih.gov/m/pubmed/17609259/

      http://www.ncbi.nlm.nih.gov/m/pubmed/21131864/

      Cevapla
  2. Yine çok doğru bir yazı olmuş Aykut hocam. Bizler hep yanlış tercihleri iradeye bırakıyoruz, halbuki daha ona bırakmadan sorunu kaynağında çözmek lazım sizin de dediğiniz gibi. Doğru beslenmenin yolu önce doğru alışveriş. Onu hallettiniz mi, iradeden çıkarıcılar da elimine edilmiş oluyor.

    Cevapla
  3. icten

    Doğru ve yeteri kadar beslenme gerçekten çok önemli. Zaten yanlış, eksik ya da fazla beslenen bir kişi enerjisini kullanamaz ve spor yapamaz. Bitkinlik ile birlikte psikolojik sorunlar ve her şye karşı iştahsızlık başlar (yemek hariç).
    Aslında doğru soru neden sağlıksız beslenmenin kendimizce önüne geçemiyoruz? Neden sürekli tamam bu son ya da bu hafta son diyoruz ama acıktığımız zaman aklımıza ilk gelen hamburger oluyor? Salata ile doyma fikri neden kendi kendine oluşmuyor?
    Nedeni yok oluşmuyor işte, zoru başarmak asıl olan…
    Kullandığınız görseller o kadar bariz ki ağlanacak halde olduğumuza.

    Cevapla

Yorum Paylaşınız