Merhaba P90X Ailesi… Bu benim ilk Blog’um, devamını getirmeyi umut ediyorum. Ben henüz P90X programına başlamadım ama çok yakında başlayacağım. Başvurumu yaptım, DVD’lerim elimde ama Mart ayında birkaç günümü yolda geçirmek zorunda kalacağımdan P90X’e Nisan ayında başlamayı planlıyorum. Bu süre zarfında her gün bu siteyi ziyaret ederek birbirinden güzel ve motive edici blogları ve yorumları okuyorum. Açıkçası ben de bir an önce P90X’e başlamak ve yaşadığım değişimi sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Ama hepsinden önce neden P90X’i tercih ettiğimi bu ilk blogumda paylaşmak istedim.

Hepimizin P90X’i tanıma hikayesi ve tercih etme sebebi farklı farklıdır. Ama öyle tahmin ediyorum ki, temel sebep aynıdır. P90X’in çok güzel hazırlanmış bir program olması ve 90 gün gibi aslında oldukça kısa sayılabilecek bir sürede mükkemmel sonuçlar vermesi. Benim için de temel sebep buydu. Ama bana P90X için, “Evet, benim aradığım işte tam da bu!” dedirten bazı başka özelliklerinden de bahsetmek istiyorum.

1. Belli bir hedef var: 90 gün

Daha önce evde uygulayabileceğim pek çok ev fitneness programı araştırdım ve buldum da. Ama bu programların hepsi bir rutine oturtulmuş, benden her zaman aynı programı takip etmemi isteyen fakat ne zaman sonuç alacağımdan bahsetmeyen programlardı. Önümü göremediğim için başladıktan bir süre sonra bıraktım hepsini. Ama P90X için durum farklı. Ne yapacağım belli. 90 gün sabredeceğim, sonuçları göreceğim.

2. Çok fazla “Öncesi-Sonrası” görseli var

Normalde herhangi bir sitede, veya TV’de karşıma “Öncesi-Sonrası” fotoğrafları çıktığında çok önemsemem. İnanmam çünkü. Ticari amaçlı ve tamamen reklam için uydurulmuş olduğunu düşünürüm ki sizin de bana hak verdiğinizi düşünüyorum. Çünkü o kadar fazla örneği var ki. Karşıma sürekli “Kelliğe çare bulundu”, yok “Bir ayda şu kadar kilo verdi” başlığıyla verilen,  yanına bir “önce-sonra” fotoğrafı eklenip, uzun bir kaç paragraf laf kalabalığından sonra ne olduğu belli olmayan bir ilacı “mucize” olarak tanıtan çok reklam çıktı. Çok şükür ki P90X’i böyle bir reklamda görmedim. Yoksa onuda böyle uydurma bir ilaç sanır, hiç okumadan “boşver” derdim. Ama P90X’in bir ilaç olmadığını, tamamen egzersizlere dayalı bir program olduğunu gördükten ve çok çok fazla öncesi ve sonrası fotoğrafına şahit olduktan sonra, “Ben de yapacağım” dedim.

3. Supplement sevdalısı değil, doğallıktan yana.

Çok sağlıklı beslendiğimi söyleyemem. Yemeğe başladım mı biraz fazla kaçırırım ve biraz da hızlı yerim. Ama hep doğallıktan yanayım. 15 yıldır kola içmedim. Cips yemem. Nadiren çikolata yerim. Hemen hemen hazır hiçbir şey yemem. Beni pek çok fitness programından soğutan tam başlamayı planlayıp bana ne lazım kısmına gelince, “şu gıda takviyesi, bu yağ eritici” gibi kabul edemeyeceğim seçenekler sunmasıydı. P90X için de ilk başta böyle bir sonuçla karşılaşacağımı düşündüğümden temkinli davranıyordum ama tek yapmam gerekenin egzersizleri yapmak ve sağlıklı beslenmek olduğunu öğrenince “İşte bu!” dedim.

4. Motivasyon

Benim en büyük problemlerimden birisi çabuk motive olabildiğim gibi çabuk motivasyon kaybedebilmem. Benim günlük motivasyon dozuna ihtiyacım var. Bu noktada  bu site benim imdadıma yetişti. Siteyi hazırlayanlardan, emeği geçenlerden Allah razı olsun. Her gün bu siteye yapacağım 10 dakikalık bir ziyaret benim günlük motivasyon dozum olacak.

Aslında sıralayabileceğim daha pek çok sebep var ama yazıyı daha fazla uzatıp okunması zor hale getirmek istemediğimden bu kadarla yetineceğim. Bence bu dört özelliğin bir tanesi bile P90X’i tercih etmek için yeterli aslında.

Eğer bu yazıyı okuduysanız zaten P90X’i biliyorsunuz demektir ve büyük ihtimalle tercih etmişsinizdir. Ama eğer hala karar verme aşamasındaysanız size “Hiç tereddüt etmeyin” derim.