Bu yazının ilham kaynağı, dün gece boş boş TV’de dolanırken (ki bu çok nadir olur) TV2 adlı bir kanalda Rocky 4 filmine rastlamam oldu… Sizi bilmem ama ben, karşıma Rocky filmi çıktı mı ne olursa olsun kanalı değiştiremeyenlerdenim. Benzeri Kemal Sunal’ın içinde Şener Şen olan tüm filmleri için de geçerlidir!
Rocky 4, Rus devi suratsız Ivan Drago’nun (suratsız dediysek, tamamen kıskançlığımızdan, yoksa herif yakışıklı) Rocky’nin eski rakibi – yeni dostu Apollo’yu ringde öldüresiye dövmesinin (gerçekten filmde ringe ölüyor) ardından, bir nevi intikam maçını konu alan, çoğu otoriteye göre de serinin en güzel filmi…
Filmde Rocky, dövüşü dönemin Demir Perde Rusya’sında yapmayı kabul eder ve rakibi teknolojinin en son nimetleri ile çalışırken, kendisi karlarda botla koşarak, ağaçlara balta sallayarak, bildiğiniz şınav-mekik-barfiksle, bayağı bi yokluk içinde hazırlanır.
Sonunu söylemeye gerek yok (2015 filmine spoiler veriyormuş gibi hissettirmeyin, film 1985 yapımı, izleyen izlemiştir bin kere), o yokluk içinde çalışan Rocky’miz, sonunda arkasına tüm teknolojik alet edavatı alarak hazırlanmış olan Dev Ivan’ı yenmeyi başarır…
…
Şimdi aşağıda sizinle 2 farklı spor salonu fotoğrafı paylaşacağım. Yazının geri kalanını okumadan, bunlardan bir tanesinin dünyadaki en iyi spor salonu olarak gösterildiğini söylesek, ilk bakışta hangisi dersiniz? İlki mi, ikincisi mi?
Biz size yardımcı olalım… İlk karedeki “köhne mi köhne” spor salonu, Arlington Texas’taki MetroFlex Gym. Dünyanın bir numaralı spor salonları arasında gösteriliyor, pek çokları için ise tartışmasız bir numarası. Haksız da sayılmazlar. Vücut geliştirme dünyasının en önemli yarışması Mr. Olympia’yı 8 kere üstüste kazanan Ronnie Coleman da, yine aynı yarışmanın hemen her yılki finalistlerinden Branch Warren da MetroFlex Gym’den çıkma. Bu arada aynı MetroFlex Gym, kahramanlarıyla birlikte, vücut geliştirme üzerine zaten sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek belgesel-filmlerden “Pumping Iron” ve “Generation Iron” filmlerine de konu olmuş.
Merak edenler için, alttaki ikinci kare de Ankara’daki Most Life Club’tan… Bildiğiniz üzere bendeniz bir “ev fitness” gurusu(!) olarak, spor salonlarınla pek işim olmaz. Ama arkadaşımın misafir üye olarak zorla bir kere soktuğu bu salon, gıcır mı gıcır… Sahiplerine ya da hocalarına kesinlikle saygısızlık etmek istemem. Ama orada bir Ronnie Coleman görmekten ziyade (zaten öyle bir beklentim yoktu tabii ki), daha çok “sosyalleşme amaçlı bir bar” havası gördüm. Makyajı bozulmasın diye terlemekten kaçınan kızlar, o kızları kovalayan erkekler ile, bir izdivaç programına daha uygundu sanki mekan.
Tekrar gelelim ilk fotoğraftaki MetroFlex’e… Peki, kliması olmadan soğutmasını pervaneler ile idare eden, paslı dambıllarıyla elcağızlarınızın nasır tutmasını garanti eden bu mekan, nasıl oluyor da belki dünyanın en saygıdeğer spor salonu olarak gösteriliyor? Çünkü… iş spor salonunda değil “siz”de bitiyor!
Yazımızı, MetroFlex’ten bir kaç tane daha kare ile noktalayalım…
tetenoz kapar insan burdan :-)
Öyle gibi duruyor :-) Ama dediğim gibi, dünyanın belki de en saygıdeğer spor salonlarından…
Hocam ben kapı barı alıcam barfiks için fakat bizim kapılar camlı olanlardan.Ne yapabilirim.Kapıya zarar verir mi ?
Kapı barlarının uymadığı tek kapı tipini, o camlı kapı tipi diye biliyorum. Yani büyük ihtimalle uygun olmayacaktır. Ama emin olmak istersen info@p90xtr.com‘a kapının fotoğrafını mail atabilirsin.
Dün aynı filme bnde rast geldim fakat ingilizceydi hiç bişe anlamadım sadece görseli izledim güzel bir film zaten sylvester stallone oynadıgı bütün filmler güzel :))
Hmmm… Aslında görseli de yeter de :-) O kanalın özelliği kumandada bir tuş var (benimkinde sarı) ona bastığınızda dili değiştirebiliyor ya da altyazı ekleyebiliyorsunuz. Çünkü bende ilk başta Türkçeydi ama Sylvester Stallone’nin kendi tok sesi gibi olmayacağından, orjinal diline çevirmiştim.
Hocam e postanıza bi mesajım vardı.Bakabilir misiniz?
Dün gece gelmiş evet :-) Şimdi cevap verdim.