Mentörlerim Serisi… Robin Sharma

Çok uzun zamandır bir “Mentörlerim…” serisi yapmayı planlıyordum. Onlar belki benim varlığımdan (henüz :) haberdar olmasalar bile, bir şekilde hayatıma dokunmuş, pozitif yön vermiş, kendilerinden bir şeyler “kapmış” olmaktan hayli mutlu olduğum “Mentör”lerim…

Kimler yok ki aralarında; Jim Rohn, Tony Robbins, Les Brown, Simon Sinek, Eric Thomas, Robert Kiyosaki, Tai Lopez ve burada henüz sayamadıklarım… Ama benim için önemli bu seriye, belki de en “somut”, elle tutulur, gözle görülür şekilde hayatıma etkisi olan Robin Sharma ile başlamak istedim.

Robin Sharma’yı belki meşhur “Ferrari’sini Satan Bilge” kitabından tanıyor olabilirsiniz… Ama benim için en önemli eseri kuşkusuz “The 5 a.m Club” yani “5’te Uyananlar Kulübü” oldu. Dünyada 70’ten fazla dile çevrilmiş, ama nedense Türkçe’si olmayan, o zaman kesin bu işte bir iş var deyip okuduğum ve okumakla kalmayıp her gün sabah 5’te uyanma konseptini hayatıma uyguladığım eseri…

Bu arada 1 ya da 2 gün “denediğim” değil, bugün itibariyle 21 gündür bu yöntemi aralıksız uyguladığım için artık gönül rahatlığı ile bu yazıyı yazabiliyorum. Ve bence bu “sırrı” sadece kendime saklamak doğru olmaz :-)

Robin Sharma “sihirli saat” diyor, sebebini bilmiyorum ama sabah 5’te kalktığınızda kesinlikle “sihirli” bir şeyler olduğu kesin. O saatte ayakta olan nadir kişilerin dünyada dönmekte olan kinetik enerjiden en fazla nasiplenmesiyle mi açıklanır bilmiyorum ama, dünyaya hayat veren güneşi doğurmanın gerçekten tarifsiz bir etkisi var. Tabii soru, o saatte kalkıp “ne” yaptığınız? Benim ilk tercihim “ter atma”. Sabah ilk iş olarak bir şekilde vücudunuzda bu ter atma durumunu yarattığınızda BDNF (Brain Derived Neurotrophic Factor) yani beyinde türetilmiş sinir hücresi büyüme faktörü ile en basit anlamda beyninizi besleyip büyütüyorsunuz. Yanı sıra; muhteşem dörtlü dediğimiz Serotonin, Dopamin, Oksitosin ve Endorfin’den oluşan hormonal kokteyl ile gün boyu MUTLU olmamanız mümkün değil!

Çoğu kimsenin, hayatta istediği çoğu şeyi, “vaktim yok” bahanesi ile yapmadığını biliyorum. Oysa ki çözümü basit. Her sabah 5’te uyanma düşüncesi başta size belki korkutucu gelebilir. Ama “kendi”nize ne büyük bir hediye vereceğinizi bir düşünün. Son söylemek istediğim, ben “5’te Uyananlar Kulübü”ne bir daha çıkmamak üzere girdim, katılmak isteyenleri kollarım sonuna kadar açık bekliyorum.

1 Yorum

  1. Kitabın merakla bekliyorum Türkçeye çevrilmesini

    Cevapla

Yorum Paylaşınız