İnceleme Yazı Dizisi: Egzersiz Gerçekleri!

Türkiye’nin en büyük “Ev Fitness” platformu kabul edilen (biz demiyoruz, ratingler söylüyor :) P90X-Türkiye’de, sizleri yepyeni ve çok faydalanacağınızı düşündüğümüz bir yazı dizisi bekliyor.

Benim (Aykut Hoca) yazılarımı ve yorumlarımı yakından takip edenler, biraz araştırmacı bir yanım olduğumu bilir. Uzun yıllardır, haftada en az 1 kitap bitirme (yılda 52+), dünyada çekilmiş her ne konuda olursa olsun tüm dökümanterleri bulup izleme (spor, sağlıklı beslenme ve kişisel gelişim hakkında olanların istisnasız tümü), ve tanınmış üniversitelerin güvenilir hocalarının internetten yayınlanan bilimsel makalelerini takip etme gibi garip huylarım vardır! Tüm bunlara nasıl mı vakit ayırırım? 3 saatlik Survivor’ları, bol reklamlı dizileri, şike dönen spor karşılaşmalarını (çocukken fanatiktim o ayrı) vs. izlemeyerek. Hatta yiyecek hazırlarken ara sıra izlediğim uydulu mutfak televizyonu dışında, salondaki TV tam 4 aydır hiç açılmadığından (ve otomatik ödeme talimatım da olmadığından) sevgili D-Smart’çıların sonunda arayıp, “Aykut Bey, 4 aydır yayın almıyorsunuz, bir problem mi var?” diye pek düşünceli kontaklarından sonra, kullanmadığım yayınımı, bedavaya yakın çok güzel bir teklifle yine de açtırmış olduk :-)

Lafı daha fazla uzatmadan işte bu sayfalarda, belki %95’inin herhangi bir Türkçe kaynağı bulunmayan bu dökümanter ya da kitapların, önemli bölümlerinin sunulduğu, adeta özetlerini bulabileceksiniz. “Yabancı kaynakları takip edecek ingilizcem veya vaktim yok” demek yok, işte pek kıymetli yazı dizimiz başlıyor…

BBC Belgeseli – Egzersiz Gerçekleri (The Truth About Exercise)

BBC 1

Dökümanterimizin, tokat gibi, şok edici bir geçekle başlar. Aslında bu sayfaların sıkı bir takipçisiyseniz, bu gerçeği daha önce de size sunmuş olabiliriz (Abur Cuburu Yakmak İçin Ne Kadar Egzersiz Gerekir? ve Kalori Yakmak İçin Ne Kadar Koşarsın?)

Belgeselimizin yapımcısı, sunucusu ve kobayı(!) Doktor Michael Mosley (aynı zamanda gazeteci de), sabahları işe giderken tipik tüketilebilecek yiyeceklerden olan bir bardak kapuçino, bir muffin (bizdeki karşılığını bir poğaça olarak düşünebilirsiniz) ve bir muzun toplam kalorisini yakmak için, olimpik bir parkurda kaç dakika tempolu koşması gerektiği gerçeği ile karşılaşır. Tam 55 dakika!

* Çıkarılacak Sonuç: Sağlıklı ve de fit olmak istiyorsanız, kesinlikle tek başına egzersiz yeterli değildir. Ve kötü beslenmeyi asla iyi egzersizle telafi edemezsiniz. Her zaman ikisi birlikte olmalıdır. 

Dedik ya Doktor Mosley bir bakıma bizler için “kobay” da olacak diye… İşte “bilim uğruna” kötü-sağlıksız bir kahvaltının başına oturur. Bizdeki karşılığı bol sucuk-salam, beyaz ekmek, tereyağı… anlayacağınız genel olarak basit karbonhidratlar ve pastel renklerden oluşan bir öğün mideye indirilir. Burası işin keyifli kısmı. Asıl şok, bu öğünden sonra yapılan kan testinde!

BBC 2

Sağlıksız kahvaltının 4 saat kadar ardından, deneğimizden bir tüp kan alınır ve medikal bir santrifüj makinasına (yüksek devirde dönen ve kandaki yağı ayrıştırmaya yarayan alet) konur. Çıkan sonuç felaket! Tek bir sağlıksız öğünün arından bile ufacık bir kan örneğinde çıkan ortaya çıkan “yağ” korkutucudur. Bu yağ miktarını, tüm vücutta dolaşan kana uyarladığınızda, tek bir sağlıksız öğünün arından bile, fazlası yakılamayacak olan yağın vücudumuzda birikmesi kaçınılmazdır. Ve sadece gözümüzle gördüğümüz ve genellikle en fazla kafaya taktığımız göbeğimizde biriken yağların değil, asıl görmediğimiz ve iç organlarımızın çevresinde biriken yağların tehlike çanlarını çaldığını söyleyebiliriz.

BBC 4

Buraya kadarki, testin yarısıydı… Sırada ne var? Uzun bir yürüyüş. “Her yediğim sağlıksız öğünün ardından, bu kadar yağ vücudumda nerelere gidiyor?” düşünceleri içinde yapılan 90 dakikalık bir yürüyüş… Ertesi gün, aynı cafe, aynı sağlıksız kahvaltı, 4 saat sonra alınan aynı oranda kan örneği, yine santrifüj makinesi ve bu sefer farklı şok edici sonuçlar! Aynı sağlıksız kahvaltının üzerine alınan kandaki yağ oranı bu sefer 3’te 1 oranında daha az. Peki neden? A-haa… Bir önceki günkü yürüyüş!

* Çıkarılacak Sonuç: Yaptığınız fiziksel aktivite, yürüyüş, koşu ya da kardiyo’nun faydasının, sadece o sürede yaktığınız kalori ile sınırlı kaldığını sanmayın. Bir gün önce yaptığınız ekstradan yürüyüşün dahi, bir sonraki günkü olası yağ değerlerinizi 3’te 1 oranda azaltabildiğini aklınızda bulundurun. Bu yüzden düzenli egzersiz demek, her geçen gün daha sağlıklı ve fit olmanız demektir.

BBC 6

O zaman güzel haber, diyelim günde 90 dakika yürüyüş yapabiliyorsanız, problem yok. Ama %90’ımızın günde 90 dakika yürüyüş yapacak zamanı yok! Peki o zaman ne yapacağız? Cevap: HIIT. High Intensity Interval Training, yani Yüksek Yoğunlukta Aralıklı Çalışma. Spor salonlarında geleneksel yürüyüş bantlarında ya da eliptik bisikletlerde adeta saatlerini harcayanları görürsünüz ama nedense pek öyle fit ya da hızlı sonuç alıyor sayılmazlar. Nedeni HIIT eksikliği! Özetle, yaklaşık belki 30 dakika kadar yapacağınız bir yüksek yoğunluklu aralıklı çalışma, saatlerinizi koşu bandında geçirmekten çok daha etkili.

* HIIT’e en güzel örnek: Insanity! Örneğin Insanity ev fitness serisinin 2 no’lu DVD’sine bakalım; Plyo Cardio Circuit. Buradaki “circuit” zaten HIIT’teki “interval” kelimesi ile eş değerli. Sayaçta toplam 40 dakika gözüken bu egzersizdeki ısınma, esneme, molalar ve soğuma periyodunu çıkardığınızda, topu topu yaklaşık 15 dakikalık bir “yüksek yoğunluklu” çalışma kalıyor ki, bu da sonuçları getirmede, saatlerinizi tekdüze bir koşu bandında geçirmekten daha etkili. 

Devam Edecek…

10 Yorum

  1. Kerem Kilic

    Hocam madem o kadar kitap okuyorsunuz,birazda kitap önerisi alalım:) Fİtness,saglıklı yaşam vb konularında piyasadakileri bitirdim sayılır.Sizin önerileriniz nelerdir?

    Cevapla
    • Piyasadakileri bitirdiysen, önerecek de birşey kalmamış demektir :-) Ben o yüzden daha çok yabancı kaynakları takip ediyorum. Hal böyle olunca skala bir anda belki 10 kat genişliyor.

      Ama sitede yerli ya da yabancı kitap yorumlarına da gireceğiz yakında; eminim faydalı olacaktır.

      Cevapla
      • Kerem Kilic

        Bende son dönemde yabancı kaynaklara yönelmiştim.Ne yazık ki Türkçe kaynak çok az.Biz genelde karadüzen yapmaya alışmışız,her konuda olduğu gibi.

        Cevapla
        • Maalesef… Genelleme yapamayız tabii ki ama, gençlerimiz çoğunlukla okumuyor. Var olan bilgiyi de çabuk tüketme, yanlış alma alışkanlığı var. Şöyle düşünün, eskiden bir kitap basılacağı zaman 1000 kere süzgeçten geçerdi. Ama internet dünyası öyle değil, yazılan bir yazının çamuru baki kalıyor. Yani araştırmacı olmayan, kolaycı, aceleci birinin, çok yanlış bir bilgiyi çok doğru sanıp alması çok muhtemel. Neyse 80 yaşında gibi konuşmayayım (henüz 35 :) ama durum böyleyken böyle… Kitapların yeri bende ayrıdır.

          Cevapla
          • Kerem Kilic

            Size sonuna kadar katılıyorum.Klişe bir yaklaşım gibi olacak ancak okumak başkadır.Bu arada yaşıtmışız:)

            Cevapla
            • Aaaa bilmiyordum, ama hissettim :-)

              Bir erkeğin en verimli zamanları, şimdi başlıyor :-)

              Cevapla
  2. Kerem Kilic

    SÜper bir yazı olmuş.Tebrikler hocam.Michael mosleyin tüm belgesellerini izledim neredeyse.Çok güzel deneyler yapıyor.Beslenmeyle,sporla ilgili nokta vuruşları yapıyor.Daha dün insanity plyo yaptım.Dediğiniz gibi sadece 40 küsür dakikada matımın üzeri göle döndü.HIIT candır:)))

    Cevapla
    • Çok teşekkürler, beğendiğine çok sevimdim Kerem. Ben de bu tip daha bilimsel yazıları kimse okumuyor zannediyordum :-) Devamı gelecek…

      Cevapla
  3. icten

    Hocam bence siz televizyona çıkıp saģlıklı yaşam programı yapmalısınız. Televizyonda ki soytarıların hiç şansı yok.

    Cevapla
    • Teşekkürler İçten, yorumunu okuduğumda yazının daha yarısındaydım aslında, henüz bitirmeden yanlışlıkla yayınlanmış. Daha yazarken yorum geldiğini görünce şaşırdım :-)

      Bilgi = Güç’tür, gerçekten hazinedir. Mümkün olduğunca bilmeye ve de bildirmeye çalışıyoruz, bizim yaptığımız bu işte.

      Yorumun için çok teşekkürler ama :-)

      Cevapla

Yorum Paylaşınıznakfire için bir cevap yazın