Bugün Hiç Canım İstemiyor Diyenlere…

Daha önceki bloglarımda da yazdığım gibi (Kürkçü Dükkanı ve Tilki – Ve 30 Gün Sonuçları), benim için P90X 90 günlük bir program değil. Ben P-ömürboyu-X yapmayı seçtim. 90 gün yaptıktan sonra en iyi vücuda ulaşmak, sonra spordan uzaklaşıp abur cubura dadanmak değil planım. Bundan 10-20 yıl sonra nasıl görüneceğimi(zi)n ve nasıl hissedeceğimi(zi)n yatırımlarını bugünden yapmaya başlamam(ız) gerekiyor.

50 yaşına gelince hastane köşelerinde sürünen, sürekli “her yanım ağrıyor” diye sızlanan, tansiyon hapını alıp tüm gün televizyon karşısında kanepede yayılan teyze ve amcalara da dönüşebiliriz; en fazla 30’larında gösteren, her fırsatta kendini dışarı atacak kadar dinç teyze ve amcalara da. Neye dönüşeceğimizi, yediklerimiz ve yaptıklarımız belirliyor. Seçimlerimiz, geleceğimizi şekillendiriyor.

P90X’i “bir arkadaşınızdan” edindiyseniz eğer, bir süre yaptıktan sonra devam edemezsiniz genelde. Çünkü P90X’in ev fitness programları arasında çığır açan kısmı, hareket çeşitliliği ve kas şaşırtması sistemi kadar, beslenme planı ve takip çizelgeleridir (diğer adıyla Egzersiz Kayıt Formları). Takip çizelgelerinde kendi gölgeniz ile yarışır, “Geçen hafta nasıl programın sonunda 20 şınav çekebilmişim ya, bu hafta da yapmam lazım o zaman!” diye kendinizi fişekler ve sürekli ileri gidersiniz. Beslenme programı ise başka bir mucizedir, çünkü sürantrenman durumunu engeller. Genellikle kadınlar arasında daha hızlı zayıflamak için yapılan en önemli hata, kalori alımını aşırı kısmaktır. Ancak bu durum sonucu, vücudunuz bir sonraki program için cepten yemeye başlar. Zamanla o Pazartesi günkü programı yapamayacak kadar bitkin ve isteksiz hissedersiniz kendinizi. Sonra iki üç gün üst üste program kaçar ve bir bakarsınız ki P90X yapılmayalı aylar olmuş. O beslenme planını ne kadar incelikle hazırladığını ise sadece programı hakkını vererek takip edenler görecektir; bunun için ayna karşısındaki görüntünüze ve “Spor saatim bir an önce gelse de spor yapsam” diye heyecanlanan enerjik bedeninize bakmanız yeterli.

P90X’in 2. turunda iken bana neler kazandırdığına dair bir video ile karşınızdayım bugün. Karın kasları ya da verdiğim kilolarla değil, hayatım boyunca asla yapamayacağımı düşündüğüm bir hareketi başarabildiğimde fark ettim P90X’in farkını. Scorpion Pose yani Akrep Duruşu, kol gücü kadar güçlü bir karın merkezi isteyen bir harekettir. Daha henüz ayaklarımı alnıma değdirebilecek kadar esnek değilim ama zamanla o da olacak. 1 kiloluk dambılı kaldıramadığım günlerden, 6 kilo ile biceps çalıştığım günlere gelmemde Tony Horton’a ne kadar teşekkür etsem az. Ayrıca yazdığı Blog’lar ile motivasyonumuzu zirvede tutan Aykut Hocama da teşekkür ederim.

P90X bana kazandırdığı beslenme alışkanlığı ve spor düzeni ile bedenimin sınırlarını 33 yaşında keşfetmemi sağlıyor. Allah uzun ömür verirse 43’ümde hatta 93’ümde bile spora devam etmek istiyorum. Hiç olmadığım kadar güçlü, sağlıklı ve dinç hissediyorum kendimi; bu hissi yaşlılıkta da yaşamak sadece kararlı bir şekilde “PLAY” tuşuna basmaya devam etmeye bağlı.

P90X Etkisi ve Akrep Pozu!

4 Yorum

  1. Caglayan

    Baharın da gelmesiyle artık çok daha yoğun olduğunuzu tahmin ettim Aykut hocam :) Bense bu yıl ilk kez “Yaz geliyor, fazlalıkları eritmek için spora başlayayım” demek yerine “Yaz bir an önce gelsin artık” diyorum, ödevini zamanında yapmış bir öğrenci gibi sabırsızım.

    Hayatı boyunca hiç spor yapmamış biriyim. Değil bu hareketi yapmayı hayal etmek, şınav çekenlere bile gıpta ile bakıyordum ben. Yanıtım hep aynıydı, “Bizden geçti artık…”. Ama geçmemiş. Vücudumun neler yapabildiğini ve yapabileceğini yeni keşfediyorum. Gerçekten de insan gurur duyuyor kendisiyle, ben de olur olmaz zamanlarda konuyu fiziksel güce getirip bu hareketle etrafımdakileri şaşırtıyorum. Bundan sonraki hedef dirsek değil, el üzerinde akrep pozu yapabilmek.

    Çok teşekkür ederim yorum yazan herkese, motive eden güzel sözleriniz için :)

    Cevapla
  2. icten

    Merhaba, ne kadar da güzel yazmışsın. Hayat boyu sağlıklı, fit ve mutlu olmak tamamiyle seçimlerimizle alakalı. Kolay değil elbet ama çok güzel.

    Akrep Pozunu yapabilmek harika bir duygu olsa gerek, kıskandım :-)

    Cevapla
    • gerçekten tebrik ederim.umarım düşüncelerin davranışlarınla birlikte sabit kalır…

      Cevapla
  3. Merhabalar Sevgili Çağlayan,

    Bana bu harika Blog paylaşımını gönderdiğinde sanırım Şubat’ın 19’uydu. Biliyorum tek yapmam gereken, gönderdiğin videoyu da ekleyip yayınlamak olacaktı ama belki de kışın ardından güneşin kendini birden cömertçe göstermesiyle P90X’e ilgi son bir haftada o kadar arttı ki, neredeyse bir haftanın tamamı yeni başlayanların sorularını gece gündüz cevaplamakla geçince, bu güzel blogunu sitede yayınlamak ister istemez biraz gecikti :(

    Ama, bu paylaşımın harikalığından hiçbir şey götürmesin :) son zamanlarda gördüğüm en harika paylaşımlardan. Buradan itiraf ediyorum, sanırım aynı hastalığa tutulmuşuz! Çevremdekiler bilir, Akrep Pozu’nu yapabildiğimi (teşekkürler P90X!) keşfettiğimden beri ben de kendimi abuk sabuk, yerli yersiz zamanlarda bunu yaparken buluyorum! :) “Aman aman dikkat… Ayyy boynuna dikkat…” seslerinin fonu eşliğinde :) Yok birşey olmaz olmaz :)

    Senin de yazında belirttiğim gibi, P90X bize sadece fit bir fizik değil, öyle de bir “güç” kazandırmış ki, kendimizi bir Süper Kahraman gibi hissetmememek imkansız bazen :)

    Bu harika blog paylaşımı için tekrar çooook teşekkür ederim.

    Cevapla

Yorum PaylaşınızCaglayan için bir cevap yazın