Bana Hayatın Sırrını Verebilir Misin?

Genç yaşında hayatın sırrına muvaffak olmak için can atan bir delikanlı vardı. Kime, nereye gittiyse umduğunu bulamadı. Hayatın sırrı olmalıydı ama bu sırrı ona kim verebilirdi?

Bir gün dediler ki; falanca yerde bir bilge yaşar. Devasa sarayında hayatın sırrını öğretir merak edenlere. Bu uğurda mecnun olmuş genç, toplar bohçasını düşer yola. Sarayı bulmak zor olmaz, keza gerçekten çok büyük ve ihtişamlıdır. Tek sorun, yüksek bir dağın tepesinde olmasıdır. Hayatın sırrı ile arasında yüzlerce hatta belki de binlerce basamak vardır. Düşe kalka, hücrelerindeki son enerji kırıntısını da feda ederek çıkar merdivenleri. Tüm motivasyonu, o sırrı elde etmektir. Düştüğü yerde geri dönmeyi düşünmez. Yorulduğu yerde bohçasındaki fazlalıkları bırakarak devam eder tırmanmaya. Nihayet bilgenin huzuruna varıp, o merak ettiği sırrı nerede bulabileceğini sorar.

Bilge, gencin eline tahta bir kaşık tutuşturur, içine de bir tane yumurta koyar.

“Şimdi git sarayın birinci katından başla gezmeye. Döndüğünde soracağım sorulara vereceğin cevaplara göre bu sırra sahip olabilirsin” deyip genci yollar.

Genç elinde kaşıkla düşer yola. Muhteşem yapının içinde, nereye bakacağını şaşırır. Kabartmalar, tablolar, çeşit çeşit bitkiler, etrafta dolanan ve daha önce bir çoğunu görmediği muhteşem hayvanlar… Büyülenmiş biçimde kendini kaybeder adeta. Takip ettiği yol onu, yine bilgenin huzuruna ulaştırır.

“Ne gördün anlat” der bilge.

Genç gördüğü muhteşem şeyleri heyecan ve hayranlıkla tek tek en ince ayrıntısına kadar anlatır bilgeye. Sükunet içinde, genci dinlemekte olan bilge, gencin sözünü bitirmesi üzerine, “Yumurta nerede peki ?” diye sorar. O ana kadar yumurtayı tamamen unutmuş olan genç elinde tutmakta olduğu boş tahta kaşığı hatırlar. Biraz tedirgin biraz da mahcubiyet içinde, bilmiyorum manasında başını sallar. Yumurtayı düşürmüştür nihayetinde.

Bilge gülümser, gencin elinde tuttuğu kaşığın içine bir tane daha yumurta koyar ve bu sefer ikinci kata gitmesini söyler gence ve ekler; “Bu sefer yumurtayı kırma”.

Genç elinde yumurtayla yola düşer. Gözünü yumurtadan ayırmaz, kaşığı sıkı sıkı kavrar ve yumurtayı kırmadan bilgenin huzuruna varır tekrar. Bilge gence;

“Yumurtayı kırmadan geri getirdin, gerçekten büyük bir başarı. Peki ikinci katta neler gördüğünü anlat bakalım” der.

Genç kısa bir şaşkınlığın ardından, boş boş bilgenin yüzüne bakmaktadır. Yine mahçuptur. Fısılıdar gibi konuşur; “Yumurtayı düşürmemek için sadece ona konsantre olduğum için, etrafa bakmaya cesaret edemedim. Ne zaman kafamı kaldırsan yumurtayı düşürecek gibi oldum, o yüzden incelemeye, bakmaya fırsatım olmadı efendim” der.

Bilge, gencin omzuna koyar elini ve kulağına fısıldar…

“HAYATIN SIRRI; YUMURTAYI KIRMADAN ETRAFINDAKİ GÜZELLİKLERİ GÖREBİLMEKTİR EVLAT”

Sanırım bu hikaye biz “şişkoların” ibret alması gereken bir hikaye. Etrafta öyle güzel şeyler var ki, yumurtayı düşünmeden hepsinin tadını çıkarıyoruz. Şimdi de yumurtayı kırmamak için, etrafımızdaki güzellikleri ıskalıyoruz. Oysa hem yumurtayı kırmadan, hem de o güzelliklerden faydalanarak yaşayabilir miyiz?

Ömrümüz boyunca lor peyniri, tavuk göğsü yiyip, paketlerinden üzerindeki besin değerlerine mi bakacağız, yoksa sporu araç olmaktan çıkarıp amaca dönüştürüp, lahmacunu da, dondurmayı da sırf yemiş olmak için değil de zevk almak için tadımlık hüpletebilecek miyiz?

Play tuşuna basmak ya da basmamak… İşte bütün mesele bu…

6 Yorum

  1. tariquinho

    Süper yazı Srgl.
    Kendine şişko diyebilen “şişko”ları çok seviyorum :)

    Bu kadar bilinçli olduğuna göre, istediğin forma er ya da geç kavuşacaksın, eminim.

    Ha gayret :)

    Cevapla
  2. iyi günler .. öncelikle böyle bir site ve yardımlarınız için teşekkür ederim. öncelikle sağlık sorunlarından başlamak istiyorum. biliyorum sağlık uzmanı değilsiniz ama sporu yaşamımla birleştireceğimden bununla alakalı sorunlar olabilir ya da olmayabilir bilmiyorum ve bu konuda tecrübeleriniz illaki yardımcı olacaktır. alerjik bünyeye sahibim kış ve mevsim geçişlerimde sıkıntılarım oluyor. son iki yıldır da öğleden sonra aşırı uyku basması oluyor. ne yapacağımı bilemiyorum işyerinde çalışmakta zorlanıyorum, ayakta duramıyorum dizlerim tutmuyor ayakta duramıyorum dizlerden çektirdiğim filmlerde dizlerde kaslarda aşırı zayıflığın sözkonusu olduğu söylendi dr iki üç bacak hareketlik egzersiz verdi uygularken biraz fayda oluyor gibi ama bir gün yapmasam yine aynı güçsüzlüğü çekiyorum. bacaklarımda güç, derman boşalması oluyor tutmuyor. birde ilişki yaşadıktan sonra aynısı oluyor. endokrin uzmanına gittim şeker trioid vs bir sıkıntın yok dedi .
    yalnızca kalb atışlarım 60-63 civarında o çok düşük dedi bunun için daha önceden kalb doktoru normal demişti ama şimdi tekrar görünmeyi düşünüyorum. ayakta duramıyorum besin olarak dikkatli birisiyim, beslenmeme ne kadar dikkat etsemde değişen bir şey yok. spor olarak nasıl bir yol izlemeliyim neler yapabilirim. 35 yaşındayım boy 1,78 kilom: 73… iyi günler.

    Cevapla
    • Merhabalar,

      Evet, bendeniz bir doktor değilim, o yüzden diğer konularda doktorunuza danışmanız (klişe!) en doğrusu olacaktır. Ama “spor olarak nasıl bir yol izlemeliyim” dediğinizde, cevap sizin için de P90X olabilir. P90X Programı çok geniş kitlelere hitap eden, herşeyi ile çok iyi dizayn edilmiş ve %100’lerde sonuç veren bir programdır. Sizin için de etkili sonuçlar vereceğini ve enerji seviyenizi yükselteceğini tahmin ediyorum.

      Cevapla
  3. musess

    güzel keyifli bir yazı olmuş…..teşekkürler:) zevk almak için tadımlık yeme yapılabilirse ne güzel olur …….

    Cevapla
  4. ayhan3404

    elina sağlık yazı çok keyifli olmuş aykut hocayla konuşurken ben öyle şunu ye şu dakka bunu tüket bana göre değil hocam demiştim bu programın en güzel yanı kendinizi çok fazla yemekten kısmadan güzel sonuçlar almanız tuz şeker asitli şeyler ve beyaz ekmek harici şeylere dikkat ederek güzel sonuçlar alına bilir

    Cevapla
  5. Bence son paragrafı çok güzel bağlanmış ve kesinlikle katılıyorum. P90X’in egzersiz ayağı da beslenme ayağı da hayatı zindan edici tarzda asla değil.

    Birincisi, ne kadar başta zor olursa olsun, egzersizleri eğlenceli… Burada Tony Hortan faktörü var.

    Beslenmesine gelince; burada zaten piyasadaki işe yaramayan diyetler gibi, “şu dakika şunu yemelisin” tarzı vücudu aç bırakan bir yaklaşım da yok.

    Not: Benim hazırladığım beslenme örneklerinde “lahmacun” da yer alır :-)

    Cevapla

Yorum Paylaşınızmusess için bir cevap yazın