“5 Dakika Daha!” – Uyku Üzerine…

Bugünkü yazı konusunu, dünkü yazıda (Şimdi Biraz De-motivasyon) genellikle her gün saat 5:45 civarı saatsiz(!) olarak kalktığımdan bahsettikten sonra, yorumlarda Ahmed Burhan’ın “Hocam, bu işin sırrı ne?” sorusundan alıyor :-)

Evet, hepimize yetişkinler için ideal uyku süresinin 8 saat olduğu öğretilmiştir (ki yanlıştır; daha azı ama daha kalitelisinden daha fazla verim almak mümkün). Bunun sonucunda bazılarımız da 8 saati dolduramadığımız için ertesi sabah uykumuzu almadan uyandığımızı düşünürüz. Ama doğrusu, uykunun dinlendiriciliği, süresine değil kalitesine bağlıdır. Bu, P90X’te Tony’nin egzersizler için de kullandığı bir sözdür… “Quality over Quantity – Yani nitelik, nicelikten önemlidir!”. Herhangi bir hareketi yaparken onu “doğru formda” yapmak, sadece onu “daha fazla” tekrar yapmaktan önemli olduğu gibi; uykuyu da “daha kaliteli” uyumak, sadece “daha fazla” saat uyumaktan önemlidir.

Peki uykumuzun kalitesini nasıl baltalıyoruz? Uzmanlara göre yapılan en büyük hatalardan biri yatakta çalışmak. Çünkü bunu yaptığınızda beyninizin “uyku eşleştirmesini” sekteye uğratırsınız. Yani yatağınıza girdiğinizde beyniniz “Hah! Burada uyunur, en iyisi ben birazdan uykuya dalayım” demeli. Bu yüzden kesinlikle cep telefonunuzu, tabletinizi ya da bilgisayarınızı yatağa taşımamanızı öneriyoruz (hatırlarsanız bu kural, benim 2016 yılı kararlarım arasında 1. sıradaydı!). Yine yatak odasında televizyon da “hayır-hayır”lar arasında.

Doğru bilinen yanlışlardan biri de, rahat uyumak için çok yorulmak gerektiği efsanesidir. Gün içerisinde çok koşuşturanlara “gece yattığın yeri beğeneceksin” denir :-) Oysa gerçekte, uykuya dalmadan önce fiziksel olarak ne kadar yorgun olursanız, uykuya dalmanız o kadar zorlaşacaktır. Bu sebeple, egzersizlerinizi hemen yatmadan önce yapmanızı da önermiyoruz. Uyku tutmadığı gecelerde yatakta dönüp duran ve tavana bakanlardan iseniz, bunun yerine başka bir odaya giderek yarım saat başka bir işle uğraşmak, döndüğünüzde daha rahat uykuya dalmanızı sağlayacaktır (yine uyku eşleştirmesi).

Bir de “bi gün öyle – bi gün böyle” değil de, istikrar önemli. Her uyku döneminin yeterli süre ve oranda yaşanması, uykunun kalitesini belirler. Dolayısıyla her gün aynı oranda ve aynı zamanlarda uyuduğumuzda, vücudumuzun dinlenmesini ve kendini yenilemesini en optimum şekilde sağlayabiliriz.

Son olarak, yatacağınız ortamı önceden havalandırarak oksijen oranını yükseltmek, ışık hüzmelerinden arındırarak komple karanlığı sağlamak, gün içerisinde çay-kahve gibi kafein tüketimini azaltmak, kısa bir sürede uyku kalitenizi arttırmanızı, dolayısıyla da egzersizlerinizden daha iyi verim alarak sonuçlarınızı maksimize etmenizi sağlayacaktır.

Şimdi iyi uykular…

Erken Kalkan Erken Yol Alır Üzerine…

* Türkçe altyazıları otomatik olarak görmüyorsanız, lütfen videodaki “CC” tuşuna basın

3 Yorum

  1. Teşekkürler…

    Cevapla
  2. Tam da uyku problemi çektiğim bir gecede… :-)

    Gerçi şimdi yan odada saçma sapan Acun programını izliyordum TV8’de.

    Bu da uyku tutmadığında başka bir odada başka bir aktivite yapmaya girer di mi hocam?

    Cevapla

Yorum Paylaşınız